Page 364 - hz_musa
P. 364
Hz. MUSA 363
Kur’an-ı Kerim’de bu konuşmanın içeriğiyle ilgili şöyle bir
açıklama bulunmaktadır: “Allah, ‘Ey Musa!’ dedi. Ben vahiyleri-
mi göndermek ve konuşmakla insanlar arasında sana seçkin bir
yer verdim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol.” 1338
Ebussud, Hz. Musa ile Cenab-ı Allah arasındaki konuşmanın,
onun meleklerle konuşması gibi aracısız olarak gerçekleşti-
ğini belirtmekte; işittiklerinin yaratılanların sözlerine benze-
memekle birlikte her taraftan duyulduğunu söylemektedir. 1339
Cenab-ı Allah, bütün peygamberlerle sadece aracılar vası-
tasıyla konuşmuş ve vahyetmiş olmasına rağmen Hz. Musa
aracısız olarak doğrudan doğruya O’nun kelamını işitmiştir.
Bu durum onun diğer insanlar ve peygamberler arasındaki
üstünlüğü, ona özel bir değer verildiği ve seçkin kılındığı an-
lamına gelmektedir. 1340
Rivayete göre Hz. Musa’nın Cenab-ı Allah’ı görme isteği kır-
kıncı gün yani, Cenab-ı Allah ile buluşmaya gittiği sürenin son
günü, arife günü olmuş, Tevrat da Kurban Bayramı’nın birinci
cuma günü ona indirilmiştir. 1341 Geleneksel anlayışa göre Hz.
Musa Tur Dağı’nda kırk gün kalmış ve kendisine Yüce Allah
tarafından verilen kitabı alarak dönmüştür. “Biz Musa’ya, taş
levhalarda her konuda her türlü öğüdü ve her şeyin hükmünü
ayrıntılarıyla yazdık ve ona şöyle emrettik: ‘Sen bütün gücünle
bunlara sarıl, halkına da bu hükümlere en güzel şekilde uyma-
1338 Araf, 7/144.
1339 Ebussuud, s. 3/544.
1340 Maturidi, s. 6/71; Kasas, s. 322. İbn Kesir, bu konuda şöyle biri rivayet
aktarmaktadır: “Allah Teâla burada, Hz. Musa’ya hitabını zikrediyor. Onu
risâleti ve kelamı ile zamanının âlemleri üzerine seçmiştir. Şüphe yok
ki, Muhammed (s.a.v.) ilklerden ve sonlardan Âdemoğlunun efendisidir.
Bu sebepledir ki Allah Teâla, onu nebi ve resullerin sonuncusu kılmıştır.
Onun şeriatı kıyamete kadar devam edecektir. Ona tabi olanlar, diğer bü-
tün nebi ve resüllerin tabilerinden daha çoktur. Şeref ve üstünlükçe ondan
sonra İbrahim Halil (a.s.), ondan sonra da Rahman’ın kelimi Musa (a.s.)
gelir.” (İbn Kesîr, Tefsir, s. 6/3082.)
1341 Razî, Tefsir, s. 11/61; İbn Kesîr, Kasas, s. 322; Ebususud, s. 3/546; Vehbi, s.
5/2753; A. Neccar, s. 291.