Page 362 - hz_musa
P. 362
Hz. MUSA 361
gösterdiği gerçeklerden gafil olmalarıdır. Ayetlerimizi yalan-
layanların ve ahiret gününe inanmayanların bütün işleri boşa
gitmiştir. Tabii ki öyle olacak. Onlar yaptıklarının tam karşılığı
olan bir ceza ile cezalandırılacaklar.” 1331
Yukarıda naklettiğimiz ayeti kerimelerde Hz. Musa’nın Tur
Dağı’na çıkışı, orada yaşadıkları detaylı ve açık bir şekilde an-
latılmıştır. Onun burada Cenab-ı Allah ile nasıl konuştuğu, ne
kadar konuştuğu, neleri konuştuğu konusunda kaynaklarda
çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Ancak mahiyeti/içeriği ke-
sin olmayan bu konuşmalar bir anlamda Hz. Musa ile Cena-
b-ı Allah arasındaki bir sır olarak kalmakta, bu sürede sadece
O’nun vahiy şekillerinden birisi olan peygamberleriyle perde
arkasından aracısız konuşma şekliyle Hz. Musa’ya Tevrat’ı
verdiği bilinmektedir.
Hz. Musa’nın İsrailoğulları’nın buzağıya tapması sonrasında
işlediği günahlara tövbe için birlikte hareket ettiği, yetmiş
kişinin arasından aceleyle ayrılıp Cenab-ı Allah ile görüşmek
için Tur Dağı’na çıktığı yönünde rivayetler bulunmaktadır. 1332
Bu bilgilerin, Hz. Musa dağda iken İsrailoğulları’nın buzağı-
ya taptıkları, Cenab-ı Allah’a ve Hz. Musa’ya isyan ettikleri ve
bundan dolayı cezalandırılacaklarını duydukları için tövbe et-
mek durumunda kaldıkları yönündeki somut bilgilerle karşı-
laştırılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim Vanî,
bu konuyla çelişir vaziyette Hz. Musa’nın, buzağıya tapanların
affedilmesi için tövbe etmek amacıyla kavmi arasından seçtiği
yetmiş kişiyle birlikte Tur Dağı’na gittiğini belirtmektedir. 1333
Zemahşerî bu düşünceye benzer şekilde şöyle demektedir:
“Bu ifade yadırgama şeklinde söylenmiştir. Musa (a.s.) kavmin-
den seçtiği kimselerle, belirlenmiş olan vakitte Sina dağına git-
1331 Araf, 7/142-147.
1332 Vanî, s. 393. Bu olay Tevrat’ta İsrailoğulları’nın arz-ı Mev’ud’a giderken
yolda Hz. Musa’nın sorumluluklarını paylaşmak için toplanan yetmiş kişi
olarak tarif edilmekte ve tanrının kendi yanlarına geldiği belirtilmektedir.
(Çölde Sayım, 11/16-17.)
1333 Vanî, s. 398.