Page 367 - hz_musa
P. 367
366 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
dır. İslam âlimleri yaptıkları değerlendirmelerde bu iki olayı
karıştırmaktadır. Onların büyük çoğunluğu, Hz. Musa’nın ilk
defa Tur Dağı’na çıktığı zaman acele ettiği yönünde görüş be-
yan etmektedir. Zira ikinci olayda böyle bir süreç yaşanması
pratik olarak zaten mümkün görünmemektedir. Ayrıca eğer
Hz. Musa’nın Tur Dağı’nda kalma süresi sadece Tevrat’ı alacak
kadar az olsa idi, bu kısa zamanda onun hayatıyla ilgili spe-
külasyonlar, Samiri’nin buzağı heykeli yapması ve halkın ona
tapınması mümkün olmayabilirdi. Nitekim Taha 20/91. ayeti
kerimede “Musa yanımıza dönünceye kadar ona tapmaktan
asla vazgeçmeyeceğiz.” ifadelerinden Hz. Musa’nın uzun bir
süre kavminden ayrı kaldığı anlaşılmaktadır. Bunun yanında
aynı surenin 20/86. ayeti kerimesinde İsrailoğulları’nın baş-
tan çıkmalarının bir sebebi olarak Hz. Musa’nın dönüşündeki
gecikme gösterilmiştir. “Musa’nın kavmi; onun ardından ziynet
takımlarından canlıymış gibi böğüren bir buzağı heykeli edin-
di…” 1350 ayeti kerimesi de bu heykelin, Hz. Musa’nın Cenab-ı
Allah ile konuşmak için kavminin yanından ayrılmasından
sonra gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Konu ile alakalı olarak Bakara suresinde de sonradan bir ha-
tırlatma şeklinde “Hani bir zamanlar Biz Musa ile sözleşmiş-
tik…” 1351 şeklinde Hz. Musa’nın Tur Dağı’nda kaldığı süre ile il-
gili genel bir ifade kullanılmıştır. Bu ifade iki şekilde değerlen-
dirilmiştir: Birincisi, Yüce Allah’ın Hz. Musa’yı Tevrat ile bir-
likte göndereceğine dair verdiği sözdür. Nitekim “…Rabbiniz
size ( bir kitap vereceğine dair) güzel bir vaatte bulunmamış
mıydı?” 1352 şeklinde Taha suresinde bu durum hatırlatılmıştır.
İkincisi de Hz. Musa’nın kırk gece sonunda Tevrat’la birlikte
kendilerine döneceği şeklinde verdiği sözdür. Fakat onlar Hz.
Musa’ya verdikleri sözden caymışlardır. 1353
1350 Araf, 7/148.
1351 Bakara, 2/51.
1352 Taha, 20/86.
1353 Taha, 20/86; Maturidi, s. 1/154.