Page 370 - hz_musa
P. 370

Hz. MUSA  369



           sonra, İsrailoğulları’nın hak ile batıyı ayırt etmeleri ve kalple-
           rine nur ve ışık olmak üzere bu kitabın verildiği belirtilmek-
           tedir. 1366
           Tevrat’ın inzaliyle/Hz. Musa’ya verilmesiyle ilgili bilgiler, bü-
           yük  oranda  onun  levhalar  olup  olmadığı,  kimler  tarafından
           ve  nasıl  kayda  geçirildiği  ve  kim  tarafından  yazıldığı  konu-
           su etrafında yoğunlaşmaktadır. Oysa bundan önce üzerinde
           durulması gereken konu, Hz. Musa’nın Cenab-ı Allah ile na-
           sıl  konuştuğu  meselesi  olmalıdır.  Zira  Kur’an-ı  Kerim’de “…
           Allah  Musa’ya  da  konuşmuştu.” 1367   ifadesiyle  onun  Hz.  Musa
           ile nasıl ve hangi dil ile konuştuğu oldukça önemlidir. Cena-
           b-ı Allah’ın Hz. Musa ile konuşması, doğrudan doğruya, yüz
           yüze olmamıştır. Bu konuşmanın ayeti kerimede vahyin geliş
           şekillerinden birisi olan perde arkasından (Şura, 42/51) ol-
           duğu, ikisinin arasında Cebrail’in elçilik görevi yapmadığı için
           “doğrudan” ifadesinin kullanıldığı belirtilmiştir. 1368  Meallerde,
           “doğrudan” ifadesinin kullanılması, Allah ile peygamberi ara-
           sında Cebrail’in bulunmaması şeklinde yorumlanmıştır. 1369  Bu
           durumda Hz. Musa’nın ilk defa peygamber olarak görevlendi-
           rildiğinde, Tuva Vadisi’nde ve Tur Dağı’nda Cenab-ı Allah ile
           yaptığı diğer konuşmaların mahiyeti bilinmemektedir. Bilinen
           tek şey o Cenab-ı Allah’ı görmemiş, sadece bir ses duymuş-
           tur. 1370  Ayrıca bu konuşmaların hangi dil ile olduğu merak ko-
           nusudur. Cenab-ı Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de her peygambere
           kendi kavminin dili ile kitap verdiği ve sorumluluk yüklediği
           1366   Ebussuud, s. 6/518. Sabunî, 11. Fasikül, s. 39.
           1367  Nisa, 4/164. Bu meal Süleyman Ateş’e aittir. (Süleyman Ateş, Kur’an-ı ke-
               rim ve Yüce Meali, İstanbul, Yeni Ufuklar Neşriyat, Tarihsiz.) Ateş, 1980
               yılında basılan mealinde “…Allah Musa ile de konuşmuştu.” şeklinde mana
               vermiştir.  Süleyman  Ateş,  Kur’an-ı  kerim  ve  Yüce  Meali,  Ankara,  1980.
               Bizim  çoğunlukla  kullandığımız,  Abdulkadir  Şener,  Cemal  Sofuoğlu  ve
               Mustafa Yıldırım tarafından yazılan mealde ise: “Ayrıca Allah, doğrudan
               onunla konuşarak vahyetti.” şeklinde verilmektedir.
           1368  Yüce Kur’an ve Açıklamalı-Yorumlu Meali, s. 103.
           1369  Yüce Kur’an ve Açıklamalı-Yorumlu Meali, s. 103.
           1370  Örnek olarak bk. Araf, 7/143-145; Taha, 20-11-36; 83-85; Şuara, 26/10-
               16; Neml, 27/9-12; Kasas, 28/30-35.
   365   366   367   368   369   370   371   372   373   374   375