Page 375 - hz_musa
P. 375
374 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Bütün dini literatürde Hz. Musa’nın Tur Dağı’na çıkması ona
verilecek kitapla özdeşleşmiş olmasına rağmen, Hz. Musa’nın
Tur Dağı’ndan dönüşünde elinde getirdikleri hakkında “Lev-
ha” kavramı kullanılmakta, Kitap veya Tevrat’tan söz edilme-
mektedir. Maturidi bu kutsal metinler için Tevrat levhaları
kavramını kullanmış, Hz. Musa’nın onları yere attığı şeklinde
değerlendirmenin doğru olmadığını, onları yere bıraktığını
belirtmiş mahiyeti hakkında herhangi bir yorum yapmamış-
tır. 1390
Ayeti kerimenin açık anlamından hareketle İslam alimleri, Hz.
Musa’nın kızgınlıkla bu levhaları yere attığını nakletmekte ve
bununla bağlantılı olarak şöyle bir hadis rivayet etmektedir:
“Hz. Peygamber; ‘Allah Musa’ya rahmet eylesin. Gözle görülen;
elbette haber verilen gibi değildir. Rabbi, kavminin kendisinden
sonra fitneye düştüğünü ona haber vermiş, o, Allah’ın kendisine
haber verdiği şeyin gerçek olduğunu anlamıştı. Bunun üzerine
de elindeki o levhalara sımsıkı sarılmış ve onları atmamıştı. Ne
zaman ki onları görüp bizzat gözüyle müşahede ettiğinde lev-
haları atmıştı.” 1391
“Musa öfkesi geçince attığı levhaları yerden aldı. Bu levhalar-
da hidayet ve rahmet kaynağı olan ayetler yazılı idi. Fakat bu
ayetleri anlayacak olanlar ancak Rablerinden korkan kimseler-
di.” 1392 Bu ayeti kerimede “levhalarda” diye 1393 tercüme edilen
“ve fi nüshatiha” ifadesini bazı bilim adamları Hz. Musa’nın
levhaları yere bıraktığı zaman kırıldığı şeklinde anlamıştır.
Ancak bu da bir farklı görüş olmakla birlikte kelimenin lafzın-
dan böyle bir anlamın çıkmadığı ileri sürülmüştür. 1394
Mes’udî, levhalar konusunda daha yumuşak bir ifade kullana-
rak, Hz. Musa’nın Tur Dağı’ndan indiği vakit karşılaştığı man-
1390 Maturidi, s. 6/82.
1391 İbn Kesîr, Tefsir, s. 6/3087-3088.
1392 Araf, 7/154.
1393 Yüce Kur’an ve Açıklamalı-Yorumlu Meali, s. 168.
1394 İbn Kesîr, Kasas, s. 330.