Page 378 - hz_musa
P. 378
Hz. MUSA 377
dırılmasıyla ilgili olarak, ayeti kerimede geçen “onların bir
nüshasında” ifadesinde belirtilen nüsha kavramının, bütünün
bir bölümü değil, tamamının tekrarı olduğu şeklinde İbn Ab-
bas’tan şöyle bir nakilde bulunmuştur. Böylece o, Cenab-ı Al-
lah’ın Hz. Musa’ya verdiklerinde eksiklik olmadığı yönündeki
görüşünü desteklemiştir: “Hz. Musa (a.s.) levhaları atınca, on-
lar kırıldı. Bunun üzerine o, kırk gün oruç tuttu. Derken Cena-
b-ı Allah levhaları tekrar gönderdi. Önceki levhalarda bulunan
hükümler aynen bunlarda da bulunmaktadır.” O, bu ifadeleri
yorumlarken şöyle demiştir: “İşte ayetteki, ‘Onların bir nüsha-
sında’ ifadesi, bu manada, ‘Önceki levhalardan aynen aktarılıp
yazılan bu nüsha” demektir. Bizim, ‘Levhalar kırılmamıştır.
Musa (a.s.) onları attıktan sonra tekrar aynı durumda almıştır.’
dememize gelince, şüphe yok ki o levhalar Levh-i Mahfuz’dan
yazılıp gelmişlerdir. Bu durumda bunlar da birer ‘nüsha’ olmuş
olurlar.” 1406
Dilimizde “nüsha” kelimesi, “bir asıl metinden çıkarılan kopya,
o metnin yeniden yazılmış hali” anlamına gelmektedir. Bu du-
rumda ayrıca hem asıl metin hem de ondan alınan metin için
de nüsha kelimesi kullanılmaktadır. Dolayısıyla ayeti kerimeyi
tercüme ederken “ondan bir bölüm” yerine “onun bir benzeri”
ifadesini kullanmak da mümkün olup, Hz. Musa’ya Tur Dağı’n-
da verilen levhaların kırıldığını ve onların yerine yenisinin
Cenab-ı Allah tarafından sonradan tekrar verildiği düşünüle-
bilir. 1407 İbn Şerif, İbn Abbas’tan gelen bir rivayeti esas alarak;
şayet Hz. Musa tarafından yere atılan levhalar kırılıp yok olsa
bile, Hz. Musa’nın kırk gün oruç tuttuktan sonra Cenab-ı Al-
lah’ın ona, kırılan levhaların tamamının içeriğini gönderdiği
iki levha ile tekrar verdiğini belirtmektedir. 1408
Hz. Musa’ya verilen levhaların içeriği tartışılırken ona verilen
kitabın ne olduğu da ayrı bir tartışma konusu olmuştur. Zira
1406 Razî, Tefsir, 11/84-85.
1407 Kur’an Yolu, s. 2/597.
1408 İbn şerif, s. 139.