Page 360 - hz_musa
P. 360
Hz. MUSA 359
Tefsir âlimleri otuz ve ilave olarak on gün şeklindeki kırk
günlük süreyi açıklamak için şöyle bir rivayet aktarmaktadır:
“Musa (a.s.) Mısır’dayken İsrailoğullarına, ‘Allah, düşmanınızı
helak ederse yapacaklarınızı ve yapmayacaklarınızı size açık-
layan bir kitap verecek.’ diye vaatte bulunmuş. Firavun helak
edilince de Hz. Musa Rabbinden kitap istemiş. O da kendisine
otuz gün oruç tutmasını emretmiş. Bu otuz gün, Zilkade ayı-
dır. Musa (a.s.) otuz günü tamamlayınca da ağzının kokusunu
yadırgamış ve bazı bitkiler yemiş veya misvak kullanmıştır. 1328
Bunun üzerine melekeler ona, ‘Senin ağzının kokusundan misk
kokusu alıyorduk, misvak kullanarak bu kokuyu bozdun.” de-
mişler. Söylendiğine göre Allah da “Bilmez misin ki oruçlunun
ağız kokusu benim nezdimde misk kokusundan daha güzeldir?”
diye vahyetmiş. Ardından da Allah Teala ona zilhicce ayında ila-
ve oruç tutmasını emretmiş. Bir görüşe göre Allah ona otuz gün
oruç tutmasını ve bu günler boyunca kendisini Allah’a yaklaştı-
racak ameller işlemesini emretmiş, sonraki on günde ise kendi-
sine Tevrat inzal edilmiş ve Allah onunla konuşmuştur. Bakara
suresinde bu süre kırk gün şeklinde toplu olarak ifade edilirken,
burada tafsilatlı olarak ifade edilmiştir.” 1329
Hz. Musa ile ilgili ifade edilen kırk günün otuz artı on gün
şeklinde peş peşe mi veya on günün sonradan ayrı bir zaman
diliminde mi olduğu yönünde tartışılmış, onun bu süreyi Tur
Dağı’na çıkmadan mı yoksa orada mı tamamladığı konusunda
tefsirlerde ayrıntılı değerlendirmeler, dini kaynaklarda çeşitli
bilgiler yer almıştır. Pek çok rivayette Hz. Musa’nın Tur Da-
ğı’na ilk çıkışı başka bir olayla ilişkilendirilmektedir: Güya Hz.
Musa Tur Dağı’nda iken İsrailoğulları buzağıya tapmış. Bunun
sonrasında işledikleri günahlara tövbe etmek amacıyla onlar
arasından yetmiş kişilik bir gurup seçmiş ve onlarla birlikte
1328 Onun ağaç kabuklarını çiğneyerek ağzının kokusunu gidermeye çalıştığı
da söylenmiştir. (İbn Kesîr, Kasas, s. 322.)
1329 Zemahşerî, s. 2/966. Ayrıca bk. İbn Kesîr, Kasas, s. 322; Ebussuud, s.
3/543-544; A. Neccar, s. 291; Mutavi’, s. 96-97.