Page 356 - hz_musa
P. 356

Hz. MUSA  355



           Razî ise, asıl peygamber olanın Hz. Musa olduğu gerekçesiyle
           onun görev ve sorumluluk olarak Hz. Harun’dan daha önde
           olduğunu vurgulamış, ayeti kerimede emir ve tavsiye şeklin-
           de gerçekleşen görevlendirmenin konuyu pekiştirmek mak-
           sadıyla olduğunu belirtmiştir. 1310

           Hz. Musa, Tur Dağı’na çıkmadan kavmiyle ve onları idare et-
           mekle görevlendirdiği Hz. Harun ile bir antlaşma yapmıştır.
           Taha  suresi  20/86.  ayeti  kerimesinde  Cenab-ı  Allah  dolaylı
           olarak  Hz.  Musa’nın  Tur  Dağı’ndan  dönüşü  sonrasıyla  ilgili
           bilgi verirken bu sözleşmeden söz etmektedir: “Bunun üzeri-
           ne Musa kızgın ve üzgün bir halde kavmine geri döndü ve ‘Ey
           Kavmim!’ dedi. ‘Rabbiniz size (bir kitap vereceğine dair) güzel
           bir vaatte bulunmamış mıydı? Bu vaat çok gecikti de gerçekleş-
           mesinden ümidinizi kestiğiniz için mi böyle yaptınız. Yoksa siz
           Allah’ın gazabının gelip çatmasını, belanızı bulmayı mı istiyor-
           sunuz? Bu yüzden mi bana verdiğiniz sözden vazgeçtiniz?’ diye
           onları azarladı.” Onun bu soruları üzerine; “Kavmi, ‘Ey Musa!
           Dedi. ‘Biz sana verdiğimiz sözden kendi irademizle dönmüş de-
           ğiliz. Biz, (Mısır’dan çıkarken) ödünç aldığımız ziynetleri geri
           vermeyerek günaha girmiştik. Onları ateşe attık. Samiri de böy-
           le yaptı.” 1311  ayeti kerimesinde belirtildiği üzere Hz. Musa’ya
           verdikleri sözü bozduklarını kabul etmiştir. Böylece onlar Hz.
           Musa Tur Dağı’ndan dönünceye kadar onun dini üzere kala-
           caklarına  söz  vermiştir.  Fakat  ister  buzağıya  tapanlar  olsun
           isterse buzağıya tapmayanlar olsun Hz. Musa ile aralarında
           geçen sözleşmenin bozulduğunu kabullenmiştir. 1312  Mevdudî,
           bu ayeti kerimeyi tefsir ederken İsrailoğulları’nın ziynetlerini
           buzağı yapmak için çıkarıp atmadıklarını, onlardan ne yapı-
           lacağını bilmediklerini fakat buzağı yapılıp önlerine getirildi-
           ğinde istemeden şirke bulaştıklarını söylemiştir. O, Müslüman
           müfessirlerin ayeti kerimeyi doğru anlayamadıklarını belirte-

           1310  Razî, Tefsir, 11/46-47.
           1311   Taha, 20/87.
           1312   Razî, Tefsir, s. 16/22-23.
   351   352   353   354   355   356   357   358   359   360   361