Page 109 - Hz_ibrahim
P. 109

106  Prof. Dr. Mustafa ERDEM                              Hz. İBRAHİM  107



 305
 306
 diye putların güneşi temsil eden  en büyüğünü kırmamış    menin inançları açısından çok büyük bir günah ve mutlaka
 307
 sonra  baltayı  onun  eline  vermiş  veya  boynuna  asmış   ve   karşılığının verilmesi gereken bir yasak ihlali olduğunu kabul
 bütün yemekleri onun önüne koymuştur. Öyle anlaşılıyor ki   etmiştir.
 Hz. İbrahim, büyük putu kırmayarak ve baltayı onun boynuna
             Bayram  yerinden  dönenler  gördükleri  manzara  karşısında
 asarak, putların bulunduğu yere gelenlere ilk etapta, onun di-
             ne  yapacaklarını  şaşırdılar,  ilk  anda  bunun  nasıl  olduğunu
 ğer putları kırmış olması ihtimalini düşünmelerini istemiştir.
             veya kimin yaptığını anlayamadılar. Onlar, Hz. İbrahim’i put-
 Başka bir açıdan bakılırsa, onların olayın nasıl gerçekleştiğini
             ların yanında göremeyince bu işin nasıl olduğunu sorgulama-
 ve küçük putları neden korumadığını büyük puttan soracak-
             ya başladılar. Eğer Hz. İbrahim putların yanında iken gelmiş
 larını, bu durumda büyük putun onlara cevap veremeyece-
             olsalardı, tanrılarımıza bunu kim yaptı demeye ihtiyaç duy-
 ğini ve böylece daha baştan meseleyi kaybedeceklerini veya
             mazlar, doğrudan onu suçlarlardı.  “Bunu tanrılarımıza kim
                                            310
 puta tapmanın komik ve gülünç olduğunu görerek doğru yolu
                                                        311
             yaptı. Muhakkak o, zalimlerden biridir, dediler.”  Onu bu ey-
 308
 bulacaklarını düşünmüştür.  Rivayete göre Hz. İbrahim bu
             lemden dolayı zalimlikle itham ettiler. Bu ayeti kerimeden,
 hareketiyle,  putların  âcizliğini  kavmine  itiraf  ettirmek  iste-
             putları kıranın başlangıçta kim olduğunun bilinemediği, Hz.
 miştir. En azından onların putların kimin kırdığını sorması
             İbrahim’in de kavmi tarafından tam olarak tanınmadığı veya
 üzerine onların acizliğini ifade etmek, anlatmak maksadıyla
 309
 böyle fırsat yakalamak için yapmıştır. Hz. İbrahim kavminin   bir kısmı tarafından tanındığı bazıları tarafından tanınmadı-
                              312
             ğı anlaşılmaktadır.  Ancak toplum içinde onun putlara karşı
 içine düştüğü sapıklık ve bataklığı hicvetmek, onları düşün-
 meye sevk etmek, bir anlamda “Bunu putların yapmış olma   verdiği mücadeleyi bilenler, herkes bayram yerine giderken
 ihtimali var mı?” mesajını vermek istemiştir.  onun putlara bir tuzak kuracağını duyanlar bulunmaktadır.
             Onun  putlara  bir  tuzak  hazırlayacağına  dair  yemin  ettiğini
 Hz. İbrahim’in kavmi, bereketlenmesi için putlara bıraktıkları   işiten kimseler, “Bunları diline dolayan bir genç duyduk; ken-
 yemeklerden yemek için geldiğinde veya putların kırılması
                                            313
             disine İbrahim denilirmiş, dediler.”  “İbrahim denilirmiş.” ifa-
 haberi bayram yerine ulaştıktan sonra halkın hepsi putların
             desinden,  Hz.  İbrahim’in  kavmi  tarafından  küçültülmesi  ve
 olduğu  yere  geri  döndüğünde,  onları  kırılmış  görünce  bü-
             önemsenmemesi hissedilmiş olmakla birlikte, putları kırdığı
 yük bir şaşkınlığa uğramıştır. Çünkü onlar, her şeyden önce
             sıralarda onun küçük yaşta bir delikanlı olduğu, buna rağmen
 putların birer Tanrı olarak kabul edilmesi dolayısıyla, onlara
             peygamberlikle görevlendirildiği veya kendisine gelen ilham
 dokunmanın bile bir insan için mümkün olmadığına ve on-
             sonucu  babası  ve  kavmiyle  mücadeleye  giriştiği  ve  putları
 lara  kimsenin  zarar  veremeyeceğine,  putların  kendilerine
             kırdığı anlaşılmaktadır. 314
 kötü davrananlara mutlak bir zararının olacağına veya onları
 cezalandıracağına inanmıştır. Ayrıca onlar, putlara zarar ver-
 305  Vani, s. 119.  310  Maturîdî, s. 12/190.
 306  Enbiya, 21/58.  311  Enbiya, 21/59.
 307  Zemahşeri, s. 3/24; Razi, Tefsir, s. 16/162;  Vani, s. 119.  312  Razi, Tefsir, s. 18/619.
 308  Kutub, s. 10/149.  313  Enbiya. 21/60.
 309  Kur’an Yolu, s. 3/687.  314  Kutub, s. 10/149-150.
   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114