Page 484 - hz_musa
P. 484

Hz. MUSA  483



           göre; Hızır dünya işlerini terk ederek züht ve takva yolunu
           tutmuş, böylece pek çok ilahi lütuflara mazhar olmuştur. Hat-
           ta oturduğu yer hemen yaşarıp yeşillendiği için kendisine Hı-
           zır lakabı verildiği belirtilmiştir. 1831

           Ayeti kerimelerde pek çok hususun genel olarak ifade edil-
           miş olmasından dolayı müfessirler, karşılaştıkları boşlukları
           çeşitli yerlerden edindikleri bilgilerle doldurma gayreti içine
           girmiş ve belirsiz yerleri açıklamaya çalışmıştır. Bu bağlamda
           Hz. Musa’nın aradığı bilge kişinin adının Hızır olduğu bildi-
           rilmiştir. 1832  Maturidi’nin bu konudaki yaklaşımı oldukça dü-
           şündürücüdür: “Musa’nın arkadaşının adının Hızır olduğu, ona
           Hızır denilmesi beyaz bir kürkün üzerinde oturduğu ve oturun-
           ca yeşermesi dolayısıyla bu ismin verildiği şeklindeki ifadelere
           gelince;  bu  ancak  vahiy  yoluyla,  yani  semadan  gelen  vahiyle
           bilinecek  hususlardandır.  Bu  konuda  Kur’an’ın  söylediğinden
           daha fazlasını söyleyemiyoruz. Çünkü söylersek, Allah’a yalan
           yere iftira atmış oluruz ve bize herhangi bir amel veya başka bir
           hususta faydası olmaz. Kur’an’da sadece ‘kullarımızdan bir kul’
           ifadesi zikredilmektedir.” demiştir. 1833



           Hızır Kimdir?

           İslami kaynaklarda Hızır’ın hayatı peygamber veya veli olup
           olmadığı konusu tartışılmıştır. Büyük çoğunluğu onun diri ve
           insanlar arasında bulunduğunu kabul etmiş, tasavvuf ehlinin
           tamamı ise onun iyilik sahibi birisi olduğunu belirtmiştir. 1834

           İslam  alimlerinden  onun  peygamber  olduğunu  söyleyenler;
           “…Katımızdan kendisine bilgelik (rahmet) verdiğimiz ve tara-
           fımızdan  özel  bir  bilgi  lütfettiğimiz  kullarımızdan  biri…” 1835 ,

           1831  Firuzabadi, s. 6/76; Vehbi, s. 8/3251; Wensinck, Hızır, s. 5-I/458; Köksal,
               Peygamberler Tarihi, s. 2/107.
           1832  Zemahşerî, s. 4/88; İbn Kesîr, Tefsir, s. 10/5022, 5044.
           1833  Maturidi, s. 9/131.
           1834   Bu konudaki tartışmalar için bk. Firuzabadi, s. 6/76-77.
           1835   Kehf, 18/65.
   479   480   481   482   483   484   485   486   487   488   489