Page 479 - hz_musa
P. 479

478  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           edilmektedir: “Derken Biz onu da köşk ve saraylarını da yerin
           dibine batırdık. Allah’a karşı kimse ona yardım edemedi; kurtu-
           labilmek için elinden bir şey de gelmedi.”  1815

           Karun’un başına gelenler sadece kendisiyle sınırlı kalmamış
           ondan asırlarca sonra gelenler için bile örnek ve uyarı nite-
           liği taşımıştır. Bu konuyu açıklama sadedinde Cenab-ı Allah:
           “Daha dün onun yerinde olmak isteyenler bugün şöyle diyor-
           lardı: ‘Vay be! Demek ki, Allah rızkı kullarından dilediğine bol,
           dilediğine de az veriyormuş! Eğer Allah (az mal vererek) bize
           lütfetmiş olmasaydı, şimdi biz de (belki Karun gibi kibirlenecek
           ve) yerin dibine batmış olacaktık. Vay be! Demek ki nankörler
           iflah olmuyormuş.”  1816

           Karun’un dünya hayatındaki lüks ve şatafatı görüp ona öze-
           nenler, “Keşke Karun’a verilenler gibi bize de verilseydi!” diyen-
           ler onun yere batırıldığını gördüklerinde “Vay! Demek ki, Allah
           kullarından dilediğinin rızkını genişletip daraltmaktadır.” de-
           meye başlamıştır. 1817

           Vanî, Karun’un akıbeti ile ilgili olarak Peygamberimiz Hz. Mu-
           hammed’den: “Zulmün ve sılay-ı rahmin cezası ahirettekinden
           başka dünyada da hemen verilir.” şeklinde bir hadis nakletmek-
           tedir. Nitekim Karun’un Musa’ya yaptığı sözlü ve fiili zulmün
           cezası, onun sarayının dünyadayken yerin dibine batırılması
           şeklinde verilmiştir. Bunun bir de ahiretteki cezası vardır ki,
           Allah buna “İşte ahiret yurdu.” sözüyle işaret etmiştir. 1818

           1815  Kasas, 28/81. Ayrıca bk. Ankebut, 29/39.
           1816  Kasas, 28/82.
           1817  İbn Kesîr, Tefsir, s. 11/6246.
           1818  Vanî, S. 409. Tevrat’ta adı Korah olarak geçen Karun ile ilgili bilgiler çeşitli
               bölümlere serpiştirilmiş şekilde yer almış, onun Musa’nın dini ve siyasi
               otoritesine başkaldıran kişi olduğu üzerinde durulmuş. (Mısır’dan Çıkış,
               6/6, 18, 21; Çölde Sayım, 16. Bab, 26/9-10, 27/3; Yasa’nın Tekrarı, 11/6.)
               Benzer şekilde Yahudi kaynaklarında Karun’un Mısır’da Firavun’un hazi-
               nedarı olduğu ve bu dönemde büyük servet edindiği, hazinelerinin anah-
               tarını üç yüz katırın ancak taşıyabildiği, bu servetin verdiği gururun onun
               sonunu hazırladığı ve toprağın yarılması sonrası helak edildiği üzerinde
               durulmuştur. (Harman, Karun, s. 24/219.)
   474   475   476   477   478   479   480   481   482   483   484