Page 475 - hz_musa
P. 475
474 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
vetine güvenip sakın şımarma! Çünkü Allah şımaranları sev-
mez. Allah’ın sana verdiği bunca mal mülk ile ahiret yurdunu
kazanmanın yollarını ara; dünyadan da nasibini unutma. Allah
sana nasıl bol bol ihsan ettiyse sen de insanlara bol bol ihsanda
bulun. Sakın yeryüzünde bozgunculuk peşinde koşma. Çünkü
Allah bozguncuları sevmez.’ Karun, ‘Bu mal mülk bana sahip ol-
duğum ilim sayesinde verildi; ben çalıştım, ben kazandım.’ dedi.
O, Allah’ın ondan önce, kendisinden daha güçlü ve daha zengin
olan nice nesilleri helak ettiğini hiç mi bilmiyor? Günahı böyle-
sine aşikâr olan kimselere sorgu sual bile gerekmez. O, (bir gün)
bütün görkemi ve şatafatıyla kavminin huzuruna çıktı. Dünya
hayatına düşkün olanlar, ‘Biz de Karun gibi zengin olsaydık ne
olurdu sanki! Ne şanslı adammış o!’ diyerek ona özendiler. Dün-
ya ve ahiret konusunda gerçek bilgiye sahip olanlar ise şöyle
dediler: ‘Yazıklar olsun size! İnanıp iyi ve yararlı işler yapanlara
Allah’ın vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Fakat bunu, ancak sı-
kıntı ve zorluklara sabredip göğüs gerenler, hak edenlerdir.” 1807
Ayeti kerimelerden anladığımız kadarıyla o, sahip olduğu
servetten dolayı insanlara yukardan bakmış, onları küçük
görmüş ve şımarıp azmıştır. Bu serveti Allah’ın imtihan için
verdiğini değil kendi aklının ve becerisinin ürünü olduğunu,
O’nun kendisini sevdiğini ve buna layık olduğu için verdiğini
iddia etmiş, başkalarıyla paylaşma yoluna gitmemiş ve bunu
Allah’ın gazabına sebep olacak şekilde bozgunculuk için bir
imkân olarak değerlendirmiştir.
Kur’an-ı Kerim’in verdiği bilgilerden hareket edildiğinde Ka-
run’un, Firavun zamanında yaşadığı ve biriktirdiği serveti
1807 Kasas, 28/76-80. Karun, Tevrat’ta, çok ileri gittikleri gerekçesiyle Hz.
Musa ve Hz. Harun’u eleştirip, iki yüz elli İsrailli önderle onlara isyan eden
kişi olarak tanıtılmaktadır. Hz. Musa onun ve yanındakilerin yaptıkları-
na çok üzülmüş ve onun hakkında dua /beddua etmiştir. Bunun üzerine
Musa konuşmasını bitirir bitirmez onun ve yanındakilerin bulundukları
yer yarılmış, onları, ailelerini ve adamlarıyla birlikte mallarını yutmuştur.
Onların çığlıklarını duyanlar “Yer bizi de yutmasın.” diye kaçıştılar. Ancak
Allah’ın gazabından kurtulamadılar ve O’nun tarafından gönderilen ateşle
yakıldılar. (Çölde Sayım, 16/1-35.)