Page 473 - hz_musa
P. 473

472  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           arasında sayılmıştır. 1803  Kaynaklarda aleyhinde verilen bilgile-
           re bakıldığında Karun, hiçbir zaman iman etmemiş bir kafir ya
           da şartlar gereği iman etmek zorunda kalmış bir münafık ola-
           rak görülmektedir. 1804  Bu durumda onun Hz. Musa’ya inandığı,
           İsrailoğulları arasında Hz. Musa, Hz. Harun’dan sonra en bil-
           gililerden, Tevrat’ı en iyi bilen ve okuyanlardan, tövbe etmek
           üzere seçilen yetmiş saygın kişi arasında olduğu yönündeki
           bilgilerin  hiçbir  anlamı  bulunmamaktadır.  Kur’an-ı  Kerim
           ayetlerinin  dikkatlice  incelenmesi  halinde  onun  Kızıldeniz
           olayından önce de Hz. Musa’yı ve onun tebliğ ettiği ilahi mesa-
           jı kabullenmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca Mısır’dan çıktıktan
           sonra Hz. Musa’ya ilk karşı gelen onu yalancılıkla suçlayan, is-
           yan eden ve kavmini ona karşı kışkırtan kişi Karun olmuştur.

           Karun,  sahip  olduğu  imkânların  etkisiyle  hem  Hz.  Musa’ya
           hem  de  İsrailoğulları’na  karşı  büyüklük  taslamış,  taşkınlık
           yapmış,  iftiralar  atmış,  onların  kendine  saygı  göstermesini,
           hizmetine  girip  çalışmalarını  istemiştir.  Rivayete  göre;  Hz.
           Musa döneminde malların kırkta birinden alınan zekât, çok
           zengin  olmasına  karşılık,  sadece  Karun’a  özel  olarak  binde
           bire düşürülmüş, fakat o yine de istenen bu miktarı ödemeye
           yanaşmamıştır. 1805

           Hz.  Musa’nın  hayatta  olduğu  dönemde  İsrailoğulları’nın  ya-
           şadıklarına bakılırsa, Mısır’dayken asırların esaret ve kölelik
           yükü, zulüm ve işkence, Mısır’dan çıktıktan sonra da çöllerde
           sefil bir hayattan başka bir şey dikkati çekmemektedir. Kay-
           naklarda Hz. Musa’nın akrabası olarak tanıtılan Karun’un sahip
           olduğu bu serveti, ne zaman ve nasıl biriktirdiği ve ne zaman
           helak olduğu merak konusu olmaktadır. Akla gelen tek husus,
           şayet Karun bu serveti Firavun zamanında biriktirmişse, bü-
           tün İsrailoğulları kan ağlarken o, kendi akrabalarına zulüm ve
           1803   Mümin, 40/23-25.
           1804   İbn Kesîr, Kasas, s, 361; eş-Şihava, s. 154.
           1805   Zemahşerî, s. 5/110; Vanî s. 404; Mutavi’, s. 134; eş-Şihava, s. 158; Köksal,
               Peygamberler Tarihi, s. 2/85-86.
   468   469   470   471   472   473   474   475   476   477   478