Page 410 - hz_musa
P. 410

Hz. MUSA  409



           siyle “Onların en şiddetlisi Samiri’nin sapıklığı” olarak nitelen-
           miştir.
           Samiri halk arasındaki etkin ve güçlü konumuna ilave olarak
           kuyumculuk 1546   ve  sihirbazlık  yeteneklerini  de  devreye  so-
           karak  buzağıyı  yapmış,  ona  tapma  konusundaki  geleneksel
           inançlardan da yararlanarak, “İşte, sizin de Musa’nın da tanrısı
           budur.” 1547  diyerek yaptığı buzağı heykeline insanların kolayca
           tapmasını sağlamış ve bu konuda herhangi bir engelle karşı-
           laşmamıştır. 1548

           Vanî,  kendi  içinde  bazı  çelişkiler  ve  eleştirilebilecek  yönler
           olmakla birlikte Samiri konusunda yukarıda verilen bilgileri
           özetler nitelikte şöyle bir değerlendirme yapmaktadır:
           “Sözü edilen Samiri, Samire adlı bir kabileye mensup olan Musa
           b. Zafer adında biridir. Anası onu bir fundalıkta doğurduktan
           sonra Firavun’un korkusundan terk etmiş, Cebrail parmakla-
           rından bal ve yağ yedirerek beslemiş, büyüyünce Musa’nın sa-
           fında yer almıştı. Ama münafığın tekiydi. İsrailoğulları denizi
           geçtikten sonra kendi putlarına secde eden bir halka rastlamış
           ve ‘Ey Musa! Bize de bunların putu gibi bir put yap.’ demişler.
           Samiri de onların bu sözünü fırsat bilmişti. Musa Tur-u Sina’ya
           gidip orada kırk gün kaldığı sırda, aslında Musa kavmine otuz
           gün demiş. Fakat sonradan da on gün ilave etmiş, halkı da bunu
           bilmediği için endişelenmiş ve Musa’yı kaybettiklerini düşüne-
           rek üzülmüştü. Samiri bunu fırsat bilerek ortaya atıldı ve hal-

           1546   Vehbi, s. 5/1759, 8/3330; Köksal, Peygamberler Tarihi, s. 2/69.
           1547   Taha, 20/88.
           1548   Meral, s. 117-118. Bu kıssa, Hz. Muhammed’in hayatı çerçevesinde okun-
               duğunda; 615 yılında indiği düşünülen Taha suresindeki Samiri karak-
               terinin Mekke’de Hz. Muhammed’in mesajına doğrudan cephe alan Ebu
               Leheb ya da Velid b. Muğire gibi şahıslara tekabül etmesi akla gelebilir. Hz.
               Musa’nın Samiri’yi kovması ve kendisinin Allah’ın huzurunda da yaptık-
               larından hesap vereceğini söylemesi bir nevi ona tövbe kapısının kapan-
               dığını ve bunun açıkça ilan edildiğini göstermektedir. Bu çerçevede Ebu
               Leheb ve Velid b. Muğire gibi daha hayattayken ahiretten nasipleri kesi-
               len insanları, Mekke’nin Samirileri olarak görmek mümkündür. (Meral, s.
               119.)
   405   406   407   408   409   410   411   412   413   414   415