Page 414 - hz_musa
P. 414

Hz. MUSA  413



           ri’nin dünyadaki cezası sadece fiziki ve bedeni olmuştur. 1564

           Hz. Musa, Samiri’ye dünyaya ait toplumdan uzaklaştırılarak
           başkalarıyla  temas  ve  görüşme  yasağı  koyarken,  onun  ahi-
           retiyle  ilgili  herhangi  bir  belirlemeye  veya  yönlendirmeye
           kalkmaksızın  peygamberî  bir  tavır  sergileyerek:  “Senin  için
           ahirette de asla kurtulamayacağın bir ceza hazırlanmıştır.” 1565
           diyerek  hakkında  açıklama  yapmadığı  bu  cezanın  mutlaka
           gerçekleşeceğini bildirmiştir. Ona, “Şimdi sen, tapınıp durdu-
           ğun şu tanrının haline bir bak! Biz onu ateşte yakıp eriteceğiz,
           sonra da kül haline getirip suya savuracağız.” 1566  ifadeleriyle
           insanlara tanrı diye takdim ettiği buzağı heykelinin, kendini
           bile savunmaktan aciz olduğunu göstermek istemiştir.

           Meral, İsrailoğulları’nın Mısır hayatında alışkanlık haline getir-
           dikleri yerel kültür ve inanç gereği tanrı tasavvurlarının inek/
           buzağı şeklinde sembolize olması sebebiyle şöyle demektedir:
           Samiri’nin buzağı heykeli yaptığından dolayı değil, (…kabadtu
           kabdaten min eseri’r-resûl…) 1567  ayeti kerimesini peygamber
           naaşından/terekesinden bir parça olarak yorumladığı ve bu
           naaşa zarar vermenin (kamu düzenini bozmanın) daha büyük
           bir suç olması sebebiyle cezalandırıldığını iddia etmektedir. O,
           Antik Mısır kayıtlarında ölülere zarar vermek suretiyle kamu
           düzenini bozan insanlara verilen cezaların Samiri’ye verilen
           ceza ile örtüştüğünü belirtmektedir. 1568  Yüce Kur’an ve Açık-
           lamalı-Yorumlu Meali isimli eserde bu ayeti kerimeye verilen
           dipnotta şöyle denilmektedir: “Tefsircilerin büyük çoğunluğu,
           ayetin bu bölümünü, ‘Elçi’nin (Cebrail’in atının) izinden, bastığı
           yerden bir avuç toprak alıp eriyen altınların üzerine attım.’ şek-
           linde anlamışlardır. Ancak Ebu Müslim el-İsfahani ayete bizim

           1564   A. Neccar, s. 306.
           1565   Taha, 20/97.
           1566   Taha, 20/97.
           1567  Taha.  20/96.  Bu  ayeti  kerimede  geçen  “Resûl”  kelimesi  Kur’an-ı  Kerim
               meallerinde ya olduğu gibi Resul veya elçi olarak ve “Resûlün izinden bir
               avuç avuçladım.” şeklinde tercüme edilmektedir.
           1568   Meral, s 132-133.
   409   410   411   412   413   414   415   416   417   418   419