Page 419 - hz_musa
P. 419
418 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
“Musa, (kavminin buzağıya taptığını öğrenip Tur Dağı’ndan)
öfke ve hiddetle dönünce, ‘Ben gittikten sonra ardımdan ne kötü
işler yapmışsınız! Allah’tan başınıza hemen bir bela gelmesini
mi istiyorsunuz? Öldüğümü sanıp ne çabuk yoldan saptınız?’
diye kavmini azarladı. Elindeki levhaları yere attı ve kardeşi
Harun’un başından tutup onu kendine doğru çekerek hırpaladı.
Harun, ‘Anamın oğlu, canım kardeşim! (Elimden geleni yaptım
fakat) bu kavim zayıf gördü ve az kalsın beni öldürecekti. (Böyle
davranarak) beni küçük düşürme, düşmanları bana güldürme
ve beni buzağıya taparak kendilerine zulmeden bu toplulukla
bir tutma!’ dedi.” 1587
Hz. Musa, dağda iken kavmi doğru yoldan sapmış, o da onlara
güvenmesinden dolayı hata ettiğini anlayarak çok üzülmüş-
tür. Taha suresinde onun kavminin arasına dönüşünün başka
yönlerine dikkat çekilerek şöyle buyrulmaktadır:
“Bunun üzerine Musa kızgın ve üzgün bir halde kavmine geri
döndü ve ‘Ey kavmim!’ dedi. ‘Rabbiniz size (bir kitap vereceğine
dair) güzel bir vaatte bulunmamış mıydı? Bu vaat çok gecikti de
gerçekleşmesinden ümidinizi kestiğiniz için mi böyle yaptınız?
Yoksa siz Allah’ın gazabının gelip çatmasını, belanızı bulmayı
mı istiyorsunuz? Bu yüzden mi bana vermiş olduğunuz sözden
vaz geçtiniz? diye onları azarladı. Kavmi, ‘Ey Musa!’ dedi. ‘Biz
sana verdiğimiz sözden kendi irademizle dönmüş değiliz. Biz,
(Mısır’dan çıkarken) ödünç aldığımız ziynetleri geri vermeyerek
1587 Araf, 7/150. Bu konu Tevrat’ta şöyle ifade edilmektedir: “Musa döndü,
elinde antlaşma koşulları yazılı iki taş levhayla dağdan indi. Levhaların
ön ve arka yüzü de yazılıydı. Onları Tanrı yapmıştı. Üzerlerindeki oyma
yazılar O’nun yazısıydı… Musa ordugâha yaklaşınca, buzağıyı ve oynayan
insanları gördü; çok öfkelendi. Elindeki taş levhaları fırlatıp dağın eteğin-
de parçaladı. Yaptıkları buzağıyı alıp yaktı, toz haline gelinceye dek ezdi,
sonra suya serperek İsrailliler’e içirdi. Harun’a, ‘Bu halk sana ne yaptı ki,
onları bu korkunç günaha sürükledin?’ dedi. Harun, ‘Öfkelenme efendim!’
diye karşılık verdi. ‘Bilirsin, halk kötülüğe eğilimlidir. Bana, bize öncülük
edecek bir ilah yap. Bizi Mısır’dan çıkaran adama, Musa’ya ne oldu bilmi-
yoruz.’ dediler. ‘Ben de kimde altın varsa çıkarsın.’ Dedim. Altınlarını bana
verdiler. Ateşe atınca, buzağı ortaya çıktı.” (Mısır’dan çıkış, 32/15-24.)