Page 411 - hz_musa
P. 411

410  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           ka; ‘Musa’nın sizi geride bırakmasının sebebi Kıptilerden elinize
           geçen ziynetlerdir.’ dedi.  Bu ziynetler içinde Firavun ve ordusu
           helak olduğunda sahile vuran altın, gümüş ve diğer ganimetler
           vardı. Gerçi Allah’ın ‘Biz bunları İsrailoğulları’na miras bırak-
           tık’ ve Kasas suresinde ‘Ve onları varis yapacağız.’ buyurduğu
           bu altın ve gümüşler onlara helaldi, ama onların aldıkları bu
           şeyleri bırakmaları gerekirdi. Samiri bir hileye başvurarak ‘Mu-
           sa’nın geri gelmesi için bu ziynetleri atın!’ dedi. ‘Nasıl atalım?’
           dediler. ‘Bir çukur kazıp ziynetleri içine atalım ve yakalım.’ diye
           cevap verdi Samiri. Teklifini kabul ettiler. Samiri gece gizlice
           gidip çukuru buzağı şekline çevirdi. Sabahleyin herkes getirip
           ziynetlerini  çukura  attı.  Samiri  çukuru  ateşe  verdi  ve  buzağı
           kalıbına uygun şekilde yaktı. Sonra çukurdan altın bir buzağı
           çıkardı. Buzağının içine Cebrail’in atıyla deniz kenarına geldiği
           gün hayvanının ayağının izinden aldığı toprağı serpti. Vaktiyle
           bunu öğrenmişti. Çünkü atın toynağının temas ettiği yerin ye-
           şerdiğini görmüştü. Zira bu at hayat atıydı. O zaman atın toyna-
           ğının değdiği yerden alınan bir özelliğini anlamıştı. Gerçekten
           de toprağı buzağının karnının içine serptiğinde Allah onu kanlı
           canlı bir hayvan haline getirdi ve hayvan tıpkı bir inek gibi bö-
           ğürmeye başladı. Artık böğürtü sesi çıkaran bir cesetti. İsrailo-
           ğulları’ndan bazıları bunu görünce ineğe duydukları sevgiden
           dolayı ona hayran kaldılar. Samiri ve ayak takımından bazıları
           ‘İşte sizin de Musa’nın da ilahı budur. Musa unutmuştur.” de-
           diler. Yani ilahını burada unutup onu Tur Dağı’nda aramaya
           gitmiştir.” 1549

           Kur’an-ı Kerim’e göre buzağıyı yapanlar da yaptıranlar da İs-
           railoğullarıdır. Aksi yönde bir ifade bulunmamaktadır. Özel-
           likle Hz. Harun’un, Hz. Musa’nın sert tepki göstermesi karşı-
           sında kendini savunurken; “…İsrailoğulları’nın arasına ayrılık
           soktun,  sözümü  dinlemedin’  demenden  korktum.” 1550   diyerek

           kendini  savunmasından,  buzağı  yapımında  başrol  oynayan-
           1549  Vanî, s. 393-394.
           1550  Taha, 20/94.
   406   407   408   409   410   411   412   413   414   415   416