Page 396 - hz_musa
P. 396
Hz. MUSA 395
rumlanmaktadır. Bunun nasıllığını izah ederken çeşitli görüş
ve fikirler ileri sürülmektedir. Bu olgusal durum, kaynaklar-
da genellikle İsrailoğulları’nın Kızıldeniz’i geçerken Cebra-
il’in atının ayağının altından alınan toprak sayesinde olduğu
şeklinde izah edilmektedir. Onları bu düşünceye yönlendiren
husus ise Taha suresinin 20/96. ayeti olmuştur. Bu ayeti keri-
medeki “elçinin eseri” (eseri’r resul) ibaresi olmaktadır. Me-
allerde çeşitli şekillerde anlamlandırılan bu ibare, tefsirlerde
genellikle “Cebrail’in atının ayağı altından alınan toprak.” şek-
linde fiziki olarak değerlendirilmektedir. 1479
Müfessirlerden bir kısmı yapılan bu buzağı heykelinin canlı,
ruh, et ve kan verilmiş bir halde böğürür gibi ses çıkardığı-
nı, bu özelliğinin de Samiri tarafından, Kızıldeniz’i geçerken
Cebrail’in atının ayağından alınan çamurla gerçekleştiğini
söylerken 1480 bir kısmı da bu iddianın Kur’an-ı Kerim’e, akla
ve bilime uymadığını belirtmektedir.
Hasan-ı Basri, yapılan buzağı heykelinin böğürmesinin gerek-
çesini; Samiri’nin, Cebrail Kızıldeniz’i yardığı gün atının ayağı-
nın izinden aldığı toprağı, yaptığı heykelin ağzına atması ola-
rak göstermektedir. 1481 Ancak bu değerlendirme, Samiri gibi
bir sapığın canlı, mucizevi bir iş yaptığı anlamına gelmektedir
ki bu mümkün değildir. O, kurnazlık veya kendi mesleki bece-
rileri sebebiyle yaptığı heykelin içine boru şeklinde delikler
koymuş ve o heykel rüzgârın yardımıyla buzağı gibi sesler çı-
karmıştır. 1482
Bütün bunların yanında Razî, insanların yapılan buzağı hey-
keline toplumun kısa sürede inanmasını o dönemde bazı yer-
lerde etkin olan hulul (tanrının canlı bir varlığın içinde olduğu
inancı) inancının etkisiyle olabileceği ihtimali üzerinde dur-
1479 Razî, Tefsir, s. 16/37; Vehbi, 8/3337-3338.
1480 Firuzabadi, s. 6/74; İbn Kesîr, Kasas, s. 328; Vanî, s. 394.
1481 Zemahşerî, 2/984; İbn Kesîr, Tefsir, s. 6/3085.
1482 Vehbi, s. 8/3330.