Page 398 - hz_musa
P. 398
Hz. MUSA 397
eleştirileri müfessirlerin açıklamalarına ters olmakla birlikte
doğruya yakın olduğunu bildirerek şöyle demiştir:
“Diğer insanlar arasında sadece Samiri’nin Cebrail’i görüp ta-
nıyabilme şerefine nasıl nail olduğunu, onun Cebrail’in atının
tırnağının bastığı yerin toprağının böyle bir tesirinin olduğunu
nasıl bildiğini izah için, mutlaka zorlanmak gerekir. Müfessir-
lerin, Hz. Cebrail’in Samiri’yi çocukken büyütüp terbiye ettiği
şeklindeki rivayetler doğru olmaktan uzak şeylerdir. Çünkü
Samiri, eğer Cebrail’i akıl baliğ iken tanımış ise, Hz. Musa’nın
gerçek bir peygamber olduğunu kesinlikle anlaması gerekirdi.
Binaenaleyh o daha nasıl insanları saptırma çabasına girebilir?
Yok eğer onu, buluğa ererken tanımadı ise o tanımanın meyda-
na gelişinde, Cebrail’in onu çocukken büyütmesinin ne faydası
olabilir.” 1491
Muhammed Esed, Samiri ile ilgili tefsir kaynaklarını eleştir-
dikten sonra Razî’nin düşüncelerine katılarak bu konuda şöy-
le demektedir:
“Kanaatimizce Samiri’nin Hz. Musa’nın öğretisinden bir kısmı-
nı reddetmesi, onun putperestliğe ve Allah’tan başka nesnelere
ya da varlıklara tanrısal nitelikler yakıştırmaya ilişkin bilin-
çaltı eğilimlerini açığa vurmaktadır. Tanrısal varlığın yahut en
azından onun ‘tecellisi’ olarak tasarlanabilen şeyin somut bir
imajını ortaya koyarak kavranamaz, tasarlanamaz olanı, insa-
nın sınırlı algı ve duygu alanına yaklaştırmayı amaçlayan boş
ve aldatıcı bir hayalcilikten ibarettir. Bu yoldaki tüm çabalar
insanın Allah’a ilişkin kavrayışını aydınlatacağına daha da bu-
lanık bir hale soktuğundan, bu yolda atılan her adım en başta
kendi amacını baltalamakta ve böyle çıkmaz bir yola sokulmuş
olan dindar eğilimli kimsenin manevi potansiyeli büsbütün zi-
yan edilmektedir. Kur’an’da veriliş tarzı itibariyle, altın buzağı
kıssasıyla anlatılmak istenen gerçek de şüphesiz budur.” 1492
1491 Razî, Tefsir, s. 16/38.
1492 Esed, s. 638.