Page 397 - hz_musa
P. 397

396  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           muş ve bunu ahmaklık olarak nitelemiştir. 1483  Çünkü Cenab-ı
           Allah, “Peki bu insanlar, bu heykelin onların hiçbir isteğine ce-
           vap veremeyeceğini, onlara bir fayda ve zarar da vermeye gücü-
           nün yetmeyeceğini görmüyorlar mı?” 1484  buyurarak buzağının
           canlı olmadığını belirtmiş, onu olağanüstü bir varlık ve canlı
           kabul edenleri ahmaklıkla suçlamıştır. O, “Onların göremedik-
           leri bir şeyi gördüm ve sana gelen ilahi elçinin bastığı yerden bir
           avuç aldım. Bunu ziynet eşyasının eritildiği potaya attım. Nef-
           sim böyle yaptırdı dedi.” 1485  şeklinde tercüme edilen ayeti keri-
           meyi 1486  “…Ben insanların göremediği bazı şeyleri gördüm. Bu
           sebeple elçinin (Musa) din anlayışının bir bölümünü alıp attım.
           İçimden böyle yapmak geldi.” 1487  mealine uygun olarak “O elçi-
           nin (Bu Musa’dır) izinden, yani öğretilerinden ve getirdiği tevhit
           hükümlerinden bir avuç aldım. Onları bırakıp terk ettim. İhmal
           ettim.” şeklinde manevi bir bakış açısıyla yorumlamıştır. 1488
           Yukarıda  buzağının  yapılması  başlığı  altında  naklettiğimiz
           rivayetleri teyit eder şekilde Samiri’nin başkalarının görme-
           diğini  gördüğünü  iddia  ettiği  şeyin,  Cebrail  ve  onun  atının
           ayağından alınan çamur olduğu şeklindeki rivayet, bilime ve
           akla uygun düşmemektedir. 1489  Bu görüş her ne kadar bazı ri-
           vayetlerle 1490  desteklense de melek Cebrail’in sadece Cenab-ı
           Allah’ın isteği doğrultusunda yeryüzüne indiği ve onun iste-
           diği kişilere göründüğü, özellikle de peygamberlerle Cenab-ı
           Allah arasındaki vahiy işleriyle görevli olduğu düşünüldüğün-
           de, Samiri gibi insanların itikadını bozarak onları batıla sü-
           rükleyen birisine görünmesi doğru olmasa gerektir. Nitekim
           Ebu Müslim el İsfahani bu tür rivayetleri eleştirmiş, Razî de bu
           1483   Razî, Tefsir, s. 16/25; Kutub, s. 10/67.
           1484   Taha, 20/89.
           1485   Taha, 20/96.
           1486   Hicazi, 4/43.
           1487   Taha, 20/96; Yüce Kur’an ve Açıklamalı-Yorumlu Meali, s, 317.
           1488   A. Neccar, s. 306.
           1489   A. Neccar, s. 300.
           1490   Razî, Tefsir, s. 16/37.
   392   393   394   395   396   397   398   399   400   401   402