Page 113 - hz_musa
P. 113

112  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           çöllerde, sahralarda ve köylerde yaşayanların hayat tarzları,
           şehirde  yerleşik  hayat  sürdürenlerin  hayat  tarzından  farklı
           olduğu, olaylara bu açıdan bakılarak anlaşılmasının daha ko-
           lay olacağı üzerinde durulmuştur. Ayrıca zaruret/zorunluluk
           hallerinin dini yönden bir sakınca doğurmayacağı, geçici bir
           süre ruhsatlardan yararlanarak bu iki ayrı cinsin bir araya gel-
           mesinin dinen mümkün olabileceği ve sakınca olmadığı belir-
           tilmiştir.  399

           Hz. Musa, yaratılışındaki nezafetin, kalbinin, vicdani duygula-
           rın tetiklemesi ve bilek gücünün sonucu kendince vazifesini
           yaptıktan, kızların hayvanlarını suladıktan sonra onlara her-
           hangi bir şey söylemeden gölgelik bir yere, semure ağacının
           altına çekilmiştir. İçinde bulunduğu şartları tefekkür etmeye
           ve durumunu lisanı münasip ile Allah’a arz-ı hal etmeye çalış-
           mış ve “Rabbim! Ben Senin bana lütfedeceğin her türlü iyiliğe
                     400
           muhtacım”  diye niyaz etmiştir. Müfessirlerin çoğu bu ihtiyaç
           kavramını genellikle yiyecek olarak yorumlamışlardır. Ayrıca
           buna şöyle de bir yorum getirilmiştir: “Ya Rabbi, senin bana
           din hayırlarına dair verdiğin şeyler sebebiyle ben dünya konu-
           sunda fakir düştüm. Firavun’un yanındayken bolluk ve servet
           içindeydim. Şimdi şartlar değişti ve bu yeni halime şükrediyo-
           rum.”
                401
           Muhtemelen Hz. Musa hem çok acıkmış hem de ileride başına
           gelebilecek olumsuzluklardan korkmuştur. İbn Abbas, onun bu
           sözü  söylediği  zaman  birisi  ona  baksaydı  açlığın  şiddetinden
                                                             402
           bağırsaklarının yeşillenmiş olduğunu görürdü demiştir.   Hâ-
           sılı o, pek çok yönden acınacak hale gelmiştir. Buna rağmen o,
           halinden şikâyet edip isyan etmek yerine halini Cenab-ı Allah’a
                                  403
           arz etmeyi tercih etmiştir.  Fakat Nesefi, ayeti kerimede geçen
           399   Zemahşerî, s. 5/36, 38; Ebu Bekir İbn Arabi, s. 3/1465.
           400   Kasas, 28/24. Ayrıca bk. İbn Kesîr, Kasas, s. 265; eş-Şihava, s. 50.
           401   Zemahşerî, s. 5/36; Razî, Tefsir, s. 17/500-501.
           402  Taberî, s. 1/397; İbn Kesîr, Kasas. S. 265; Mahmud, s. 237-238; Köksal,
               Peygamberler Tarihi, 2/16; Sabunî, 11. Fasikül, s. 33-34.
           403  Maturidi, s. 11/38-39; Zemahşerî, s. 5/36; İbn Kesîr, Tefsir; s. 11/6203;
   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118