Page 300 - Hz_ibrahim
P. 300

298  Prof. Dr. Mustafa ERDEM                                                                                                    Hz. İBRAHİM  299



           kulluk eden bir cemaate işaret eder ki, bunlar “hunefa” veya                  Bu geleneğin devamı olarak İslam’ın ilk geldiği yıllardan itiba-
           “ahnaf” diye bilinmektedir. Bunlar Yahudi ve Hıristiyan olma-                 ren Müşrikler, Hz. İbrahim ile aralarında ortak bir bağ oldu-
           dıklarını,  İbrahim’in  dinini  takip  ettiklerini  ve  Yüce  Allah’a         ğunu, onun yolundan gittiklerini, kendi batıl inanç ve uygula-
                                        954
           şirk koşmadıklarını söylemiştir.                                              malarının onun dininin devamı olduğunu iddia etmiştir. Buna
                                                                                         karşılık Yahudi ve Hıristiyanlar da Müslümanlara: “Yahudi ya
           Hz. Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesinden önce
                                                                                                                                       958
                                                                                         da Hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız, dediler.”  ayeti ke-
           Araplar arasında Allah’ın varlığına ve birliğine inanma, put-
                                                                                         rimesinde ifade edildiği gibi benzeri bir iddiada bulunmuş-
           lardan uzaklaşma yönünde bir arayış başlamış, yeni hanifler
                                                                                         tur.  Her iki kesim, Hz. İbrahim ile Hz. Muhammed adasındaki
           türemiştir. Bir putun şerefine kurulan panayırda Kureyş kabi-
                                                                                         yakın ilişki ve yüksek bağdan hoşnutsuzluk duymuştur. Onlar
           lesinden Varaka b. Nevfel, Ubeydullah b. Cahş, Osman b. Hü-
                                                                                         Hz.  İbrahim’i  istismar  edemeyecekleri  için  insanların  Pey-
           veyris, Zeyd b. Amr ismindeki şahıslar, birtakım putlara eğil-
                                                                                         gamber’imizin (sav) davetine uymalarını istememiş, Müslü-
           meyi, onların önünde secde etmeyi zillet saymıştır. Bunlardan
                                                                                         man olmalarından rahatsız olmuştur. Onlara bir cevap nite-
           Varaka, Hz. Peygamber’in eşi Hz. Hatice’nin amcasının oğlu,
                                                                                         liğinde Cenab-ı Allah; “De ki: Hayır! Biz, hanif olan İbrahim’in
           Zeyd, Hz. Ömer’in amcası, Ubeydullah, Hz. Hamza’nın kız kar-
                                                                                                                             959
                                                                                         dinine uyarız. O, müşriklerden değildi.”  buyurarak Hz. İbra-
           deşinin oğlu, Osman, Abduluzza’nın torunudur. Zeyd b. Amr,
           Hz. İbrahim’in dinini aramak için Suriye’ye gitmiştir. Orada                  him’in dini olan haniflik ile Müşriklerin inanç ve uygulamala-
           Yahudi hahamları ve Hıristiyan papazları ile görüşmüş, on-                    rı arasında bir ilişki bulunmadığını, Yahudiliğin Hz. Musa’dan,
           lardan aldığı bilgiler hoşuna gitmemiş ve “Ben Hz. İbrahim’in                 Hıristiyanlığın da Hz. İsa’dan sonra tahrif edildiğini ve onla-
           dinine girdim.” demekle yetinmiştir. Taif’in reisi, Arapların en              rın da müşrik vasfı kazandığını ifade etmiştir. Çünkü bazı Ya-
           meşhur şairlerinden olan Ümeyye b. Salt da Cahiliye Döne-                     hudiler “Üzeyir Allah’ın oğludur.”, (Tevbe, 9/30) Hıristiyanlar
           mi’nde  semavi  kitapları  okumuş,  putperestliği  terk  ederek               da “Mesih (İsa) Allah’ın oğludur.” (Tevbe, 9/30) demiştir. Ay-
           Hz. İbrahim’in dinini kabul etmiştir. Meşhur Arap hatiplerin-                 rıca Yahudiler teşbih inancını benimsemiş, Hıristiyanlar Hz.
           den Kus b. Saide’nin de putlara karşı olduğu söylenmiştir. 955                İsa’nın Tanrı olduğuna inanmış, böylece Yahudilik ve Hıristi-
           “Kimin dini; bütün benliğiyle Allah’a teslim olup iyi ve güzel işler          yanlığın içine şirk unsurları karıştırılmıştır. Cenab-ı Allah Hz.
           yapan, Allah’ın kendisini dost edindiği İbrahim’in şirkten arın-              İbrahim’in müşrik olmadığını belirterek her üç grupla onun
                                                                                                                                          960
           mış, tertemiz dinine uyan kimsenin dininden daha güzel olabi-                 arasında dinî bir ilişki kalmadığına dikkat çekmiştir.
               956
           lir?”  ayeti kerimesini tefsir eden Razi, bu ayeti kerimenin                  Yahudilik ve Hıristiyanlığın haniflikle aynı olduğunu ileri sü-
           zahirî anlamının Hz. Muhammed’in şeriatının, Hz. İbrahim’in                   renlere Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Allah şöyle bir uyarıda bu-
           şeriatıyla aynı olduğunu, onun getirdiği dinin birtakım ilave                 lunmaktadır: “Yoksa siz, İbrahim, İsmail, İshak ve esbatın (Hz.
           güzellik ve yeni faydaları içermekle birlikte, Hz. İbrahim’in de              Yakup’un kızlarından olan torunları) Yahudi yahut Hıristiyan
                                                             957
           dinini içine almış olmasının caiz olacağını söylemiştir.                      olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: Siz mi daha iyi bilirsiniz,
                                                                                         yoksa Allah mı? Allah tarafından kendisine (bildirilmiş) bir şa-
           954  bk. Bakara, 2/135.
           955  Şibli, s. 1/ 98-99;  Berki, Keskioğlu, s. 17.                            958  Bakara, 2/135.
           956  Nisa, 4/125.                                                             959  Bakara, 2/135.
           957  Razi, Tefsir, s. 8/337.                                                  960  Razi, Tefsir, s. 3/502, 6/386; Kur’an Yolu, s. 1/218-219.
   295   296   297   298   299   300   301   302   303   304   305