Page 190 - Hz_ibrahim
P. 190

188  Prof. Dr. Mustafa ERDEM                                                                                                    Hz. İBRAHİM  189



                                                                                                                                                594
           Bu zihniyetin arkasında, bütünüyle Hz. İsmail, Araplar ve on-                 tan yaratan, Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.”
           lar arasından peygamber olarak gönderilen Hz. Muhammed’i                      “De ki: Şüphesiz Rabb’im beni doğru yola, dosdoğru dine, (Al-
           yok sayma veya meşru görmeme anlayışı yatmaktadır. Zira                       lah’ı birleyen) hanif olan İbrahim’in dinine iletti. O, ortak ko-
                                                                                                          595
           bu zihniyetin beslendiği Kitabı Mukaddes’te Hz. İbrahim ve                    şanlardan değildi.”  “İbrahim gerçekten Hakk’a yönelen, Al-
           Hz. İsmail’in Mekke seyahati zaten yoktur. Ama bunun yanın-                   lah’a itaat eden (hanif) bir önderdi; Allah’a ortak koşanlardan
                                                                                                596
           da bütün teferruatıyla asırları kuşatan güvenilirlik olgusuyla                değildi.”   “Sonra  da  sana;  doğru  yola  yönelerek  hanif  olan
           İslami literatür, tarafsız ve samimi bilim insanlarına hizmet                 İbrahim’in dinine uy! O, müşriklerden değildi diye vahyettik.” 597
           vermeye devam etmektedir. En azından dünyanın tanıdığı en
           orijinal ve güvenilir kutsal kitap olan Kur’an-ı Kerim ortada-
           dır. Nitekim Mekke’de nazil olan İbrahim suresinde onun ifa-
           delerini yalanlayan ve çürüten şu ayeti kerimeler yer almak-
           tadır: “Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları
           için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Haremi’nin (Kâbe)
           yanında, ziraat yapılmayan bir vadiye yerleştirdim. Artık sen
           de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve
           meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükre-
           derler. Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen bizim gizleyeceğimizi de
           açıklayacağımızı da bilirsin. Çünkü ne yerde ne de gökte, hiçbir
           şey Allah’a gizli kalmaz. İhtiyar halimde bana İsmail’i, İshak’ı
           lütfeden Allah’a hamdolsun! Şüphesiz Rabbim duayı işitendir.
           Ey  Rabbim!  Beni  ve  soyumdan  gelecekleri  namazı  devamlı
           kılanlardan eyle: ey Rabbimiz duamı kabul et! Ey Rabbimiz!
           (Amellerin) hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve mümin-
                       592
           leri bağışla!”  Bu ayeti kerimeler Hz. İbrahim ve Hz. İsmail
           arasındaki ilişkilere ve onların her ikisinin Mekke ve Araplar-
           la olan akrabalık bağlarına açıklıkla işaret etmektedir.
           Wensinck, Mekke’de inen surelerde Hz. İbrahim’in hanif ol-
           duğundan söz edilmediğini söylerken Neccar, ona Mekki su-
           relerden naklettiği şu ayetlerle cevap vermekte ve Kur’an-ı
           Kerim’de  İbrahim  ismi  geçen  sure  ve  ayetlerin  dökümünü
           vermektedir:  “Ben hanif olarak, yüzümü gökleri ve yeri yok-
                       593
                                                                                         594  En’am, 6/79.
                                                                                         595  En’am, 6/161.
           592  İbrahim, 14/37-41.                                                       596  Nahl, 16/120.
           593  Neccar, s. 114-116.                                                      597  Nahl, 16/123.
   185   186   187   188   189   190   191   192   193   194   195