Page 84 - hz_musa
P. 84
Hz. MUSA 83
diğeri de düşmanı olan halktan idi.” buyrularak inançla ilgili
bir değerlendirme yapılmamaktadır. Yahudilerin etkin olma-
sa da Hz. İbrahim’den kalma geleneksel dini inançlarının bir
kısmını milli kimlikleriyle bütünleştirerek Mısırlılardan farklı
bir hayat tarzına ve kültüre sahip oldukları kuvvetle muhte-
meldir. Mısır siyasilerinin Hz. Musa öncesi dönemde Yahudi-
lere bu dini ve kültürel özellikleri sebebiyle mi yoksa etnik ve
sosyolojik kimlikleri sebebiyle mi farklı muamele ettikleri ve
baskı uyguladıkları açık olarak bilinmemektedir. Dolayısıyla
Hz. Musa’nın “kendi halkından” ifadesiyle dini hassasiyetler-
den ziyade milli kimliğin tesiriyle yardım ettiği, “düşmanı”
ibaresiyle de karşı tarafın ötekileştirildiği anlaşılmaktadır.
Muhammed Esed bu konuda şunları söylemektedir: 16-17.
ayetler göstermektedir ki, anlatılan olayda Mısırlı değil, İs-
railoğulları’ndan olan adam suçludur. “Musa, ‘Rabbim!’ dedi,
‘Bana verdiğin nimet hakkı için, bundan böyle suçlulara asla
269
yardımcı olmayacağım.” ifadesi Hz. Musa’nın yardım ettiği
İsrailoğulları’ndan olan kişinin kâfir olduğunu yani kelimenin
ahlaki tanımıyla hakka karşı çıkan yani haksız biri olduğunu
göstermektedir. Görünüşe bakılırsa Hz. Musa, olayda hangi
tarafın haklı olduğunu anlamaya çalışmadan, kavmî taassuba
kapılarak İsrailoğulları’ndan olan adamın yardımına koşmuş,
ama hemen sonra, sadece bir adam öldürdüğü için değil, fakat
bunu kabilevî ya da ırkî peşin hükümlerle yaptığı için ciddi bir
suç işlemiş olduğunu fark etmiştir. Kur’an-ı Kerim’in Hz. Musa
kıssasının bu bölümünde asıl işaret edilmek istenen hususun
270
bu olduğu söylenmektedir. Bu sadette Ebussuud Efendi de
onun Kıpti kökenli olması yanında ayrı bir din mensubu oldu-
ğunu vurgulayarak bu durumun Hz. Musa’nın onu öldürme-
271
sinde etkili olduğuna dikkat çekmektedir. Nitekim Razi de
öldürülen kişinin öldürülmeyi hak eden kafir birisi olup ol-
269 Kasas, 28/17.
270 Muhammed Esed, Kur’an Mesajı Meal-Tefsir, İstanbul, 2002, s. 784-785.
271 Ebussuud, s. 6/501.