Page 513 - hz_musa
P. 513
512 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
larının etkisiyle İsrailoğulları, Kızıldeniz’i henüz geçtikleri bir
zamanda, yol güzergahında karşılaştıkları sığıra tapınan bir
topluluk gördüklerinde, Hz. Musa’ya onlarınkinin benzeri bir
tanrı edinmelerini istemişti. Ayrıca Hz. Musa Tur Dağı’na çık-
tığı zaman Samiri onların tapınmaları için altından bir buzağı
heykeli yapmış ve sizin tanrınız budur diyerek onların tapın-
malarına vesile olmuş, Hz. Musa da buna çok üzülmüştü.
İşte faili meçhul bir cinayetin çözümlenmesi için Hz. Musa
onların inançlarındaki sadakati ve kendine bağlılıklarını test
etmek istemiş ve bunun için bir sığır kesmelerini emretmiş-
tir. Eğer onlar bu konuda samimi iseler kendi elleriyle kendi
putlarını kıracak, Hz. Musa ve Allah’a tam olarak inanmak du-
rumunda olacaklardı. Bu, İsrailoğulları için çok büyük ve ağır
bir sınav olmuştur. Nitekim Hz. Musa’nın bu teklifi karşısında
onlar, “Bizimle alay mı ediyorsun?” 1946 diye hayretlerini belirt-
miş, onların kafaları karışmış, 1947 bu emri yerine getirmemek
için ellerinden geleni yapmışlardır. 1948 Ayeti kerimede her ne
kadar kesilen sığırın sebebi cinayet olayının failinin bulun-
ması gibi görünse de, “Allah gizlemiş olduğunuz şeyleri açığa
çıkartacak güce sahiptir,” 1949 ifadesiyle onların hala içlerinde
sakladıkları ve gönüllerinde yatanın geleneksel inançları ol-
duğuna dikkat çekilmiş olması muhtemeldir. 1950
Denildiğine göre; Cenab-ı Allah’ın İsrailoğulları’na bir sığır
kesmelerini emretmesini onların akılları almamıştır. Onlar,
Mısır inanç sisteminde sığırın kutsal sayılması dolayısıyla
gömüyorlar ve buna da “Serabiyum” adını veriyorlardı. İsrailoğulları Mı-
sır’da bulundukları süre içinde büyük oranda asimile oldular. Onların kül-
türel ve dini hayatından etkilendiler ve buzağıya tapınmaya alıştılar. Bu
sebeple İsrailoğulları Tur Dağı eteklerine geldiklerinde büyük çoğunluğu
henüz iman etmemişti. (A. Neccar, s. 298.)
1946 Bakara, 2/67.
1947 Bakara, 2/70.
1948 Bakara, 2/71.
1949 Bakara, 2/72.
1950 Mevdudî, s. 1/85; Kur’an Yolu, s. 1/142-143. Doğrudan konuyla alakalı
görünmese de bu olay Tevrat’ta geçmektedir. Bk. Çölde Sayım, 19/1-22.