Page 505 - hz_musa
P. 505

504  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           •  Bismillahirrahmanirrahim
           •  Kadere iman eden kimsenin nasıl olup da hüzünlendiğine
           •  Rızkı verenin Allah olduğuna inanan kimsenin nasıl olup
              da rızkı için kendini yorduğuna
           •  Ölümün hak olduğuna inanan kimsenin nasıl olup da se-
              vindiğine
           •  Hesap gününe inanan kimsenin nasıl olup da gaflete dal-
              dığına
           •  Dünyanın ve dünya ehlinin sürekli değişip, dönüşüp dur-
              duğunu bilen kimsenin nasıl dünyada mutmain olduğuna
              şaşarım.
           •  Muhammed Allah’ın Resulüdür. 1931
           Bütün  bunlardan  sonra  Hızır,  “Bu,  Rabbin’den  bir  rahmet
           idi.” 1932  Bütün bu işleri büyük bir zararı savuşturmak için daha
           küçük zararların göze alınabileceğini ve bu hususta Allah’ın
           rahmeti görülsün diye yaptım.  “(Üstelik) Ben bunu kendiliğim-
           den yapmadım.”  1933  Sadece Allah’ın emrine/vahyine uyduğum
           için gerçekleştirdim demiştir. 1934
           Bu kıssadan anlaşıldığına göre Hz. Musa ve Hızır iki ayrı insan
           tipini canlandırmaktadır.
           Musa, şeriat sahibi bir peygamberedir. Zahire göre hükmeder.
           Gemiyi  delmek,  çocuğu  öldürmek,  gözle  görülür  bir  sebebi
           olmaksızın başkasının hukukuna tecavüzde bulunmaktır. Yı-
           kılmaya yüz tutmuş bir duvarı doğrultup düzeltmek de gözle
           görülür bir sebebi olmaksızın zahmet ve yorgunluğa katlan-
           maktır. Hz. Musa işte bu sebeple yol arkadaşına itiraz etmiş ve
           itirazını yinelemiştir.

           1931  Maturidi, s. 9/129-130; Zemahşerî, 4/112; İbn Kesîr, Tefsir, s. 10/5053,
               5056; Razî, Tefsir, s. 15/243; Ebussuud, s. 5/468; Mutavi’, s. 128.  Hz. Mu-
               sa’nın Hızır ile buluşması hakkında geniş bilgi için bk. İbn Kesîr, Tefsir, s.
               10/5021-5061.
           1932   Kehf, 18/82.
           1933   Kehf, 18/82.
           1934   Razî, Tefsir, s. 15/244.
   500   501   502   503   504   505   506   507   508   509   510