Page 465 - hz_musa
P. 465
464 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
kan Musa orada vefat etmiş ve bizzat tanrı tarafından Beytpe-
ron’un karşısına defnedilmiştir. İsrailoğulları Moab ovasında
onun için otuz gün yas tutmuştur. 1766
Hz. Musa’nın vefatıyla ilgili Hz. Harun’un vefatıyla ilgili anla-
tılan rivayetlere benzer gariplikte şöyle bir kıssa anlatılmak-
tadır: Hz. Harun’un vefatından yaklaşık bir yıl sonra Hz. Musa
yerine Hz. Yuşa’yı vekil bırakarak tek başına yürüyüşe çıkar.
Yolculuk esnasında insan suretindeki meleklerin bir mezar
kazdıklarını görür. Kabrin çok güzel ve süslü olduğunu görüp
güzel kokular aldığını hissedince, bugüne kadar benzerini
görmediği bu mezarın kim için hazırlandığını sorar. Onlar da
Allah katında sevgili bir kula ait oluğunu söyler. Hz. Musa ken-
disinin de böyle bir mezarı olmasını isteyince, melekler ger-
çekten bu konuda samimi isen içine girip uzanabilirsin der.
Hz. Musa mezara girip uzandığında eceli gelir ve orada vefat
eder. Hz. Harun örnekliğinde olduğu gibi, melekler onu kimse-
nin görmediği bir zamanda kimsenin görmediği bir yere def-
nettiği için bugün onun mezarının yeri bilinmektedir. 1767
Başka bir rivayete göre Cenab-ı Allah, Hz. Harun’un vefatın-
dan üç yıl sonra 1768 Hz. Musa’nın Tih çölünde “Nibbu” dağına
çıkmasını ve oradan içine girmeksizin Arz-ı Mev’ud’a bakma-
sını istemiş, o da kendisinden istenilenleri yapmıştır. Sonra
dağın zirvesinde kırmızı kumların bulunduğu Filistin’i göre-
cek bir yerde vefat etmiş ve oraya defnedilmiştir. Her ne kadar
Filistinliler onun mezarının kendi ülkelerinde olduğunu iddia
etseler de onun kabrinin nerede olduğu bilinmemektedir. 1769
Denildiğine göre İsrailoğulları, Hz. Musa’nın kabrinin nerede
olduğunu bilseydi, Allah’tan başka bir ilah edinebilecekleri ih-
timalinden dolayı onun kabrini de kutsallaştırabilirlerdi. Bu
1766 Harman, Musa, s. 31/210.
1767 Taberî, s. 1/433; Vanî, s. 425-426; Köksal, Peygamberler Tarihi, s. 102.
1768 İbn Kesîr, Tefsir, s. 5/2196.
1769 A. Neccar, s. 311; Şelebi, s. 69; eş-Şihava, s. 147.