Page 453 - hz_musa
P. 453

452  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           kefil  olacak,  güvence  verecek  bir  temsilci/delege  seçmesini
           emreder. 1714  Ayeti kerimeden anladığımız kadarıyla Hz. Musa
           İsrailoğullarına yardım sözünü, namaz, zekât, peygamberlere
           iman, onlara yardım, sadaka, anne babaya saygı ve sıla-i rahim
           şartına bağlamıştır. 1715

           Hz. Musa, Cenab-ı Allah tarafından verilen bu emri yerine ge-
           tirmek ve kutsal topraklara gitmek hedefini gerçekleştirmek
           için önce İsrailoğulları’nın her bir kabilesinden toplam on iki
           temsilci seçerek gidilecek yerlerin mevcut durumu hakkında
           bilgi  edinmekle  görevlendirir. 1716   Onlar,  çeşitli,  kılık,  kıyafet
           ve kimliklerle bu topraklara girerek yaklaşık kırk gün orada
           incelemelerde bulunurlar.  1717  Orada çok heybetli güçlü, kor-
           kunç ve zorba insanlar görürler ve geri döndüklerinde onlar
           hakkında bilgi verirler. Hz. Musa, toplumsal huzurun bozul-
           maması adına onlara gördüklerini gizli tutmalarını ve halkla
           paylaşmamalarını söyler. Fakat onlar, Hz. Musa’nın isteklerini
           yerine getirmez ve gördükleri bütün olumsuzlukları abartılı
           bir şekilde anlatarak onlarla savaşmanın imkânsız olduğunu
           belirtir. Böylece halkın içine korku salarlar ve gözlerini kor-
           kutur. Bunun üzerine onlar: “Ey Musa! Biliyorsun ki, o toprak-
           larda zalim ve zorba bir halk var, onlar oradan çıkmadıkça asla
           o topraklara giremeyiz. Eğer onlar oraları terk ederse ancak o
           zaman gireriz’. dediler.” 1718  “Bu sırada o korkak kavmin içinden
           Allah’ın kendilerine cesaret lütfettiği iki yiğit kişi çıktı ve dedi
           ki: ‘Onların üzerine ön cepheden saldırıp şehrin ana kapısından
           girin. Siz şehre bu şekilde girince onları mutlaka yeneceksiniz.
           (Korkmanıza hiç gerek yok) Siz yalnız Allah’a güvenmeli, yalnız
           O’na  dayanmalısınız,  çünkü  siz  iman  etmiş  kimselersiniz.” 1719

           1714   Zemahşerî, s. 2/392;
           1715   Vani, s. 421.
           1716   Taberî, s. 1/429.
           1717   Vani, s. 421.
           1718  Maide, 5/22.
           1719  Maide, 5/23.
   448   449   450   451   452   453   454   455   456   457   458