Page 426 - hz_musa
P. 426
Hz. MUSA 425
avlusunda toplanmasını, buzağıya tapınmayanların elline kılıç-
larını almalarını emretmiş; ardından da ‘Sabredin kim kendini
kaçırırsa eliyle ya da ayağıyla kendini muhafaza etmeye kalkı-
şırsa Allah’ın laneti onun üzerine olsun!’ buyurmuştur. Onlar da
hep bir ağızdan ‘Amin!’ demişler; sonra akşama kadar buzağıya
tapanları öldürmüşlerdir. Nihayet Musa ve Harun (a.s.) ellerini
açarak; ‘Allah’ım! İsrailoğulları helak oldu; geriye kalanları af-
fet.’ diye dua etmişler. Bunun üzerine bulut açılmış; yalın kılıç-
ları ellerinden düşüvermiş… Öldürülen İsrailoğulları’nın sayısı
yetmiş bini bulmuş imiş.” 1609
A. Neccar, bütün bu yaşananlardan sonra Cenab-ı Allah’ın on-
lar birbirlerini öldürmedikçe tövbelerini kabul etmeyeceği-
ni, 1610 Hz. Musa’ya ister yakını ister kardeşi, isterse buna ben-
zer her kim olursa olsun, her insanın karşısındakini öldürme-
sini emrettiğini, bunun üzerine çok sayıda insan öldüğünü ve
böylece İsrailoğulları’nın bağışladığını söylemektedir. 1611
Buradaki emrin farzı kifaye türünden olduğunu belirten Ya-
zır ayeti kerimedeki çoğul ifadesini; “Farzı kifayede esas olan,
bazı görevler topluma yönelik olması dolayısıyla en azından
onu toplumun bazı fertleri yerine getirmelidir. Aksi halde bütün
toplumun sorumlu tutulur.” şeklinde yorumlamıştır. 1612
Hz. Musa, yaşanan bu olay sonrasında; “Rabbim! Dileseydin on-
ları daha önce (buzağıya taptıklarında), beni de (Seni görmek
istediğim zaman) helak ederdin. İçimizden bazı beyinsizlerin
yaptıkları yüzünden bizi şimdi helak mı edeceksin? (İnanıyoruz
ki) bütün bunlar Senin imtihanından başka bir şey değildir. Ey
Rabbimiz! Bizi koruyup gözeten Sensin. O halde bizi bağışla,
bize merhamet et, acı. Çünkü Sen çok bağışlayıcısın. ‘Rabbimiz!
Bize dünyada da ahirette de iyi ve güzel şeyler ihsan eyle! Biz
1609 Taberî, s. 1/424, 428; Zemahşerî, s. 1/380; İbn Kesîr, Kasas, s. 330; Vani, s.
397.
1610 A. Neccar, s. 306.
1611 A. Neccar, 300.
1612 Yazır, s, 1/358.