Page 287 - hz_musa
P. 287

286  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           cak değiliz.” 1058  diyerek iman etmeyeceklerini belirtmişlerdir.

           Büyüklük  taslayıp  ibret  almamışlar  ve  kendilerini  bekleyen
           acı sona adım adım yaklaşmışlaradır. Sıkıntılı zamanlarında
           iman edeceklerine söz vermişler, Hz. Musa’ya yaşadıkları fela-
           ketlerin üzerlerinden kaldırılması için yalvarmışlar, esenliğe
           kavuştuklarında da verdikleri sözlerden dönmüşlerdir.
           Firavun ve kavminin bu inat ve inkârcı tavrı karşısında Cena-
           b-ı Allah onları yukarda hakkında detaylı bilgiler verdiğimiz
           mucizelerle cezalandırmıştır. Bunun üzerine onlar: “Bütün bu
           felaketlerin her biri başlarına geldiğinde Musa’ya şöyle dediler:
           ‘Ey Musa! Allah’ın sana verdiği peygamberlik adına bizim için
           dua et. Eğer bu musibeti kaldırırsan, kesinlikle sana inanaca-
           ğız ve İsrailoğullarının seninle birlikte gitmesine izin vereceğiz.
           (Musa’nın duasını kabul edip) onlara verdiğimiz musibeti belli
           bir  süre  kaldırınca  verdikleri  sözden  hemen  dönüveriyorlar-
           dı.” 1059

           Firavun, yanındaki ileri geleneler ve Mısırlılar, Hz. Musa’nın
           peygamberliğini ve Allah katındaki konumunu çok iyi bildik-
           leri için ona gelerek; “İmdadımıza yetiş! Allah’ın sana ikram
           ettiği nübüvvet ve ahit hakkına istediğimiz duayı yap” 1060  veya
           “Allah’ın sana ikram ettiği peygamberlik hakkı için Rabbine dua
           et de üzerimizdeki belayı kaldırsın.” 1061  diye yalvarmışlardır.

           Ayeti kerimelerde çoğul ifadesiyle Mısır halkı kastedilmiş ol-
           masına  ve  tek  başına  Firavun’un  adı  geçmemesine  rağmen
           Mevdudî,  “Hz.  Musa’nın  önceden  verdiği  habere  uygun  ola-
           rak Mısır’a bir musibet geldiği zaman Firavun, ona müracaat

           1058   Araf, 7/132.
           1059   Araf, 7/134-135. Ayrıca bk. Zuhruf, 43/49-50. Burada Mısırlılar Hz. Mu-
               sa’ya yalvarırken ona “es-Sahir” (Sihirbaz) ifadesini kullanmışlaradır. Bu
               ifade, onların en ihtiyaç duydukları, mağdur oldukları bir zamanda bile
               yaşadıkları  kültürel  ortamın  etkisiyle  Hz.  Musa’yı  yüceltmek  için  böyle
               demişlerdi. (İbn Kesîr, Kasas, s. 299, Yüce Kur’an ve Açıklamalı-Yorumlu
               Meali, s. 492.)
           1060   Zemahşerî, s. 2/956.
           1061   Sabunî, 4. Fasikül, s. 38.
   282   283   284   285   286   287   288   289   290   291   292