Page 282 - hz_musa
P. 282
Hz. MUSA 281
Mısırlıları cezalandırmak amacıyla gönderildiğini belirtmiş-
tir. 1041 Bu sırada da kan konusundan hiç söz edilmemiştir.
İbn Kesîr, Mısırlılara gelen felaketlerin hepsinin birer muci-
ze olduğunu belirtmektedir. 1042 Zaten yukarıda belirttiğimiz
gibi Kur’an-ı Kerim bunların her birini ayrı ayrı mucize olarak
isimlendirmektedir.
Mucize, kelime anlamı itibariyle insanı aciz bırakan demek-
tir. Cenab-ı Allah’ın yardımıyla sadece peygamberler elinde
gerçekleşir. Mucizeler her peygamberin bulunduğu çağın
şartlarına göre benzer bir karakter arz eder. Dolayısıyla her
ne kadar yaratan Cenab-ı Allah olsa da sıradan hale gelmiş
doğal olayların etki alanı, büyüklüğü veya şiddeti ne olursa
olsun onları mucize kapsamı içinde değerlendirmek doğru
olmasa gerektir. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de sıra dışı birer olgu
olarak bildirilen bu felaketlerin oluş şekli ve etki alanlarıyla
ilgili rivayetlerden de anlaşıldığı kadarıyla bu olaylar, sadece
Kıptileri etkilemiş olup İsrailoğulları’na zarar vermemiştir.
Benzer şekilde kan mucizesini de oradaki tabii coğrafya ile
ilişkilendirmenin doğru olmadığı açıktır. Zira kanı renk itiba-
riyle kırmızı toprakla karışıp bulanan suya benzetmek mucize
olayını basite indirgemek yanlış olduğu gibi renk ve koku bir-
likteliği de yoktur. Hz. Musa döneminde yaşanan bu sıra dışı
olayı, sel sularının aktığı yerlerden sürüklediği toprağın su ile
karışımı bir oluşum şeklinde değerlendirdiğimizde, Mısır böl-
gesinde asırlardır devam eden sel baskınlarında benzerlerini
aramak gerekmektedir ki tarihi rivayetlerde buna işaret bu-
lunmamaktadır. Ayrıca kan mucizesinin gerçekleştiği zaman
Mısır’da sel felaketi yaşandığına dair bir kanıttan da söz edil-
memektedir. Bütün bu değerlendirmelerden sonra Hz. Musa
döneminde Mısır’da yaşanan olayların Kur’an-ı Kerim’de sıra
dışı ve mucize olarak değerlendirildiğini, yukarıda nakletti-
ğimiz yorumu yapanların yazdığı mealden aktaralım: “…Biz
1041 Araf, 7/133.
1042 İbn Kesîr, Kasas, s. 297.