Page 286 - hz_musa
P. 286

Hz. MUSA  285



           gamberliğinin ispatı konusunda önemli bir uyarı sebebi olan
           mucizeleri  kendilerini  rahatsız  eden  uğursuzluklar  olarak
           değerlendirmişlerdir. 1056  Hatta daha da ileri giderek bir rest-
           leşme, meydan okuma şekline dönüştürmüşler: “… Bizi büyü-
           lemek için mucize olarak ne getirirsen getir, biz sana inanacak
           değiliz.” şeklinde inat, inkar ve yalanlamalarını sürdürmüşler-
           dir. Bundan dolayı Cenab-ı Allah, türlü iptila ve imhan şekille-
           riyle onları sınamış, fakat onlar her biri mucize şeklinde ger-
           çekleşen bu imtihanlardan asla ibret almamışlar, ders çıkar-
           mamışlardır. 1057  Ayeti kerimede, Firavun ve toplumunun mu-
           cize ile sihir arasındaki farkı kavrayamadıkları, mucizeleri de
           beşer ürünü şeyler olarak değerlendirdikleri için biz bunların
           hiçbirini  kabul  etmeyiz  diyebilmişlerdir.    Onlar,  kendilerine
           gösterilen  mucizeleri  gördükleri,  başlarına  gelen  felaketleri
           yaşayarak tecrübe ettikleri için yumuşamaları, ibret almaları
           gerektiği halde aksine bir ahmaklık ürünü olarak onları inkâ-
           ra ve azgınlıklarına devam etmişlerdir.

           Sonuç olarak denilebilir ki; Firavun ve Mısır halkına hayır, be-
           reket ve ürün bolluğu gibi güzellikler geldiğinde bunlar bizim
           kendi kazanımlarımızın sonucu olmuş ve yaptığımız çalışma-
           lar sonucunda kendi alın terimizle elde ettik ve hakkımızdır
           demişlerdir.  Fakat  karşılaştıkları  olumsuzluklar  karşısında
           hep bir uğursuzluk aramışlar ve bu durumda Hz. Musa’yı suç-
           lamışlardır. Hz. Musa’nın onların uğursuzluk olarak niteledik-
           lerini, iman etmeleri ve İsrailoğulları’nı serbest bırakmak için
           Allah’ın  kendisine  verdiği  mucizeler  olduğunu  söylemesine
           karşılık, onlar hepsini birer büyü olarak nitelemiş, “Bizi bü-
           yülemek için mucize olarak ne getirirsen getir, biz sana inana-

           1056  Zemahşerî,  s.  2/948.  Benzeri  ithamlar  Peygamberimiz  Hz.  Muhammed
               için de zamanındaki inanmayanlar tarafından yapılmıştır. “…Ölümden kor-
               kan böyle kimseler bir iyiliğe ve güzelliğe kavuştuklarında, ‘Bu Allah’tandır’
               derler. Fakat başlarına bir kötülük gelirse, ‘Bu senin yüzünden’ derler. Sen
               onlara de ki: ‘Başınıza gelen her şey Allah’tandır. O’nun koyduğu kurallar
               gereğidir…” (Nisa, 4/78)
           1057  Araf, 7/130, 132. Ayrıca bk. Sabunî, 4. Fasikül, s. 37.
   281   282   283   284   285   286   287   288   289   290   291