Page 247 - hz_musa
P. 247

246  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           Ayeti kerimelerin açık anlamından; Firavun’un ne demek is-
           tediği gayet net anlaşılmaktadır. Firavun halkının Hz. Musa’ya
           ve getirdiği inanç değerlerine meyletmesini engellemek için
           kendini  yüceltirken  Hz.  Musa’yı  itibarsızlaştırmak  için  elin-
           den geleni yapmıştır. Hz. Musa’nın konuşma zorluklarını da
           bir eksiklik olarak niteleyerek, kendinin ondan daha üstün ve
           hayırlı olduğunu öne sürerek kendisini peygamberlerle mu-
           kayese etmiştir.



           Sihirbazların İmanından Sonra Firavun

           Sihirbazların  iman  etmesi  Firavun’un  otoritesini  sarsmakla
           kalmamış,  ondan  beslenen  ve  bu  sebeple  çevresinde  bulu-
           nanları da etkilemiştir. Firavun bu konudaki uyarıları dikkate
           almamış, yeri ve zamanı gelince gerekenleri yapacağını bildir-
           miştir.  İbn Kesîr, “O Bizim, katımızdan verdiğimiz mucizele-
                 919
           ri  getirip  gösterince  de  şöyle  dediler:  ‘Musa’ya  inanıp  onunla
           birlikte  iman  etmiş  olanların  oğullarını  öldürün,  kadınlarını
                                                             920
           kızlarını sağ bırakıp hor ve hakir bir şekilde kullanın…”  aye-
           ti kerimesinden hareketle; Hz. Musa’nın doğumu öncesindeki
           uygulama ile onun sihirbazlarla olan karşılaşmasından sonra-
           ki uygulama arasındaki farka dikkat çekmektedir.  Birincisinde
           doğacak çocuğun kendi saltanatını ve ülkesini elinden alacağı
           korkusuyla erkek çocuklarının öldürülmesini isterken, ikinci
           uygulamadan Hz. Musa’ya inananların erkek çocuklarının öl-
           dürülmesini onun ve taraftarlarının güçlenememesi için yap-
                              921
           tığını belirtmektedir.
           Bu  tehditler  karşısında,  “Musa  halkına  ‘(Sakın  korkmayın!)
           Allah’tan  yardım  isteyin  ve  sabırlı  olun.  Yeryüzü  Allah’ındır,
           kullarından dilediklerini ona mirasçı yapar. Bilin ki, mutlu son,
           Allah’a yürekten inanıp, O’na karşı gelmekten sakınan, yardımı



           919   Araf, 7/127.
           920   Mümin/Gafir, 40/25.
           921   İbn Kesîr, Kasas, s. 289; Zemahşeî, s. 5/1024.
   242   243   244   245   246   247   248   249   250   251   252