Page 241 - hz_musa
P. 241

240  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           hatırlatmıştır. Cenab-ı Allah’ın emir ve yasaklarına uymaları
           halinde  bütün  sıkıntılarının  son  bulacağı,  şu  anda  düşman-
           larının yaşadıkları topraklara özgür bir vaziyette sahip ola-
           cakları, dünyada ve ahirette mutluluğa erecekleri müjdesini
           vermiştir. Ancak o, bu vaadin gerçekleşmesinin onların nasıl
           davranacaklarına  bağlı  olduğunu,  yaptıklarına  göre  karşılık
                                                            894
           verileceğini  unutmamaları  gerektiğini  hatırlatmıştır.   Razî,
           ayeti kerimede bahse konu edilen İsrailoğulları’nın “Sen gel-
           meden önce de, geldikten sonra da bize ne eziyetler, ne zulüm-
           ler yapıldı…” şeklindeki şikâyet gibi görünen ifadeleri; Hz. Mu-
           sa’nın peygamber olarak gönderilmesinden sonra Firavun’un
           zulmünün artarak devam etmesi üzerine, onların gelecek olan
           Allah’ın yardımının gecikmesinden dolayı söylendiğini belir-
           tir. Hz. Musa’nın peygamber olarak gelmesinden ötürü duyu-
           lan bir hoşnutsuzluk olmadığını, aksine o vaadin nasıl olacağı
           hususunda bir izah istemeleri şeklinde yorumlar.  895
           İsrailoğulları’nın  Hz.  Musa’ya  söylediği,  “Sen  bize  gelmeden
           önce de geldikten sonra da bize işkence edildi.” ifadesi farklı şe-
           killerde yorumlanabilmektedir. Bu ihtimallerden birine göre;
           Yahudiler,  Hz.  Musa  peygamber  olarak  görevlendirildikten
           sonra  da  hayatlarında  bir  değişiklik  olmadığı,  onun  kendi-
           lerine bir faydası bulunmadığı, hâlâ Firavun ve adamlarının
           zulmüne maruz kaldıkları, çocuklarının öldürülmeye devam
           ettiği yönünde sitem etmiş olmaktadır. İkinci ihtimale göre;
           Hz.  Musa’nın  aklına  gelen  benzeri  düşünceleri  yok  etmek
           bakımından kavmi, bundan dolayı üzülmene gerek yok, zira
           onlar senden önce bize yaptıklarını hala devam ettiriyorlar,
                                                         896
           senin bunda bir suçun yok demek istemektedirler.





           894   Zemahşerî, s. 2/944-946; Razî, Tefsir, s. 11/22; Vehbi, s. 5/1731.
           895   Razî, Tefsir, s. 11/23; Vehbi, s. 5/1733.
           896   Maturidi, s. 6/41; İbn Kesîr, Kasas, s. 288.
   236   237   238   239   240   241   242   243   244   245   246