Page 267 - Hz_ibrahim
P. 267

264  Prof. Dr. Mustafa ERDEM                              Hz. İBRAHİM  265



 Hz.  İbrahim’in  Mekke  ziyaretleri  konusunda  tarih  ve  tefsir
 kitaplarında da detaylı bilgiler yer almaktadır. Ancak bu bil-  PEYGAMBER’İMİZ HZ. MUHAMMED ZAMANINDA MEKKE
 giler bazen birbirileriyle çelişmektedir. Nitekim Hz. İsmail’in   VE KÂBE
 eşleriyle ilgili anlatılan bilgilerden anlaşıldığına göre, Hz. İb-
 rahim’in Filistin bölgesinden çok sınırlı bir zaman diliminde   Hz. İbrahim ile tanınan ve Kâbe’nin inşasıyla kutsallık kaza-
 Mekke’ye geldiği fakat orada kalmadığı anlaşılmaktadır. Bu   nan Mekke, Hz. Muhammed ve İslam sonrasında, Müslüman-
 anlatımlara göre o, iki sefer Mekke’ye gelmiş ve oğlu Hz. İs-  ların dünya üzerindeki etkinliklerine paralel olarak büyük bir
 mail  ile  görüşemeden  geri  gitmiştir.  Hâlbuki  Hz.  İsmail’in   şöhrete kavuşmuştur.
 kurban edilmesi çok kısa süreli bir olay olmasa gerektir. Aynı
             Peygamber’imiz Hz. Muhammed, Hz. İsmail ve Hz. İbrahim’in
 şekilde  Kâbe’nin  inşası  çok  kısa  sürede  tamamlanacak  bir
             torunları ve Mekke’nin bilinen ilk sakinlerinden olup o bölge-
 şey değildir. Ayrıca insanların hacca daveti ve gelen insanlara
             nin en asil ailesine mensuptur. Bütün kaynaklar Hz. Muham-
 haccın nasıl yapıldığının gösterilmesi mutlaka belli bir süreye
             med’in soy kütüğünde, Adnan’a kadar olan atalarının gerek
 ihtiyaç göstermektedir. Bütün bunlar çerçevesinde Hz. İbra-
             isimlerinde  gerek  sıralarında  ittifak  hâlinde  bulunmakta,
 him’in Mekke ziyaretlerinin, hem birden fazla hem de tahmin
             Adnan’ın da İsmail b. İbrahim’in (as) soyundan geldiği husu-
 edilenlerden çok daha uzun süreli olduğu anlaşılmaktadır.
                                                868
             sunda görüş birliğinde bulunmaktadır.  Peygamber’imiz Hz.
 Kâbe’nin inşası ve arkasından hacca çağrı, insanların bu çağ-  Muhammed; “Ben, sizin aile yönünden en hayırlınızım…” ifade-
 rıya icabet ederek Hz. İbrahim ile beraber haccetmesi, Hz. İb-  siyle bu hususa işaret etmektedir. 869
 rahim’in bir din tesis ettiğini ve o dönemde orada yaşayanlar
             Hz. Muhammed, Mekkeli müşriklerin baskı ve zulümleri do-
 tarafından bu dinin benimsendiğini göstermektedir. Kur’an-ı
             layısıyla  hicrete  mecbur  kalmış  ve  Mekke’yi  terk  etmiştir.
 866
 Kerim’de belirtildiği gibi  Hz. İbrahim zamanında Mekke ve
             Yolculuk  esnasında  müşriklerin  yakalama  endişesi  sonucu
 Kâbe, güvenli belde ve mekân olarak ilan edilmiş, İslamiyet
                                                                   870
             üç gece Mekke yakınlarındaki Sevr Mağarası’nda kaldıktan
 de aynı prensibi benimseyerek bu geleneği sürdürmüştür. 867
             sonra Medine’ye gitmek üzere ayrılmış ve Hazvere çarşısında
             durup Kâbe’ye bakarak Mekke’ye şöyle seslenmiştir: “Vallahi
             biliyorum ki, sen hiç şüphesiz, Allah’ın yarattığı yerlerin hayır-
             lısı ve Allah’a en sevgili olanısın. Eğer senin halkın beni senden
             çıkarmamış olsalardı, çıkmazdım.” buyurarak Mekke’nin ken-
             disi ve Allah katındaki konumuna ve tarihteki yerine işaret
                    871
             etmiştir.



             868  Köksal, İslam Tarihi, s. 1/15-16.
             869  Köksal, İslam Tarihi, s. 1/17.
 866  Âl-i İmran, 3/97.  870  İbn Hişam, s. 2/94.
 867  Kuzgun, Hz. İbrahim, s. 96.  871  Köksal, İslam Tarihi, s. 2/350.
   262   263   264   265   266   267   268   269   270   271   272