Page 162 - Hz_ibrahim
P. 162
160 Prof. Dr. Mustafa ERDEM Hz. İBRAHİM 161
Tecrid-i Sarih’te bu konu ile alakalı şöyle bir bilgi nakledil- Ayrıca Hz. İbrahim’in peygamber olduğu unutulmamalıdır.
mektedir: “Bu hadiste ulema için anlaşılması güç bir cihet Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Onları emrimiz uyarınca doğru
varsa o da Hz. İbrahim’in Cenab-ı Sare’yi ‘kardeşim’ demesidir. yolu gösteren örnekler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yap-
İbn Cevzi, ‘Bu mesele daima içimi sıkardı. Ve derdim ki; Hz. İb- mayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar daima
rahim kadınından kız kardeşim diyerek asıl niyetini gizlemede bize ibadet eden kimselerdi.” ayeti kerimesinde de görüldü-
506
nasıl bir fayda düşündü? Zalim bir şahsa karşı kadınım veya kız ğü gibi açık bir şekilde örnek ve önder olduğu açıklanan biri-
kardeşim demenin ne etkisi olabilir. Hatta eşim demek daha sinin kötü bir örneklik sergilemesi, dini tebliğde aklın verile-
uygundu. Çünkü kız kardeşim deyince, haydi bunu benimle ev- rini kullanan Hz. İbrahim için doğru değildir. Bunun yanında
lendir demesi ihtimali daha kuvvetli idi. Eşim deyince zalimin peygamberlerini ve inananlarını her türlü tehdit ve tehlike-
bir şeriata inanması ve cevap üzerine susması beklenirdi. Bu den koruyan Allah’ın, koruması altında olduğunu ateşe atıl-
düşünce bu zalim melikin ve tebasının Mecusi olduklarını öğ- ma konusunda tecrübe ve ispat eden Hz. İbrahim’in yaşandığı
reninceye kadar benim gönlümü sıktı. Mecusilerde bir kız kar- iddia edilen bu ahlak dışı olayda da Allah’a güvenmesinden
deş evlenince eşin kocası kardeşi olur ve kardeş olarak kabul daha doğal bir şey olamaz. Nitekim ayeti kerimede: “Böyle-
edilmesine başkalarından ziyade hakkı bulunurdu. Hz. Halil, ce ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok
bu cebbarın kendi şeriat dilini kullanarak iffetini korumak hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.” şeklindeki ilahi be-
507
istemiştir.’ Ve hakikaten İbn Cevzi’nin bu değerlendirmesi bu yan, onun sadece ateşe atılması ile ilgili değil, Hz. İbrahim’in
konuda açıklanan görüşlerin hepsinden çok daha isabetlidir.” hayıtının tamamını kapsar niteliktedir. Dolayısıyla Tevrat’ta
503
Bu değerlendirmeler dikkate alındığında Hz. İbrahim’in Hz. İbrahim’in can korkusuyla eşi Hz. Sare’yi firavuna kız
Mısır’dan başka bir ülkeye gittiği ve firavun dışında zalim bir kardeşi olarak tanıtması 508 akla yatkın gelmemektedir. Çün-
kralla muhatap olduğu iddia edilmiş olmaktadır. kü peygamberler her zaman Allah’ın koruması altında olup
Allah’tan başkasından korkmazlar. Nitekim Hz. İbrahim ate-
Her peygamber gibi Hz. İbrahim de gelecekte kendisinin kar-
şe atıldığı zaman Firavunla yaşanan ahlak dışı olaydan çok
şılaşacağı güçlükleri aşmak konusunda iyi yetiştirilmiş, do-
nanımlı hâle getirilmiştir. “Andosun biz İbrahim’e daha önce daha ağır şartlar idrak etmiştir. Fakat o, ateşe atıldığı zaman
bile, yukarıda detaylı bir şekilde ifade edildiği üzere, sadece
504
rüştünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık.” ayeti kerimesi onun
Allah’a güvendiğini ve başkasının yardımına ihtiyaç duymadı-
hayatı boyunca bir yanlış yapmayacağının güvencesi olmak-
ğını hatırlatmıştır.
tadır. Zira Cenab-ı Hak onu çeşitli şekillerde denemiş, o her
seferinde bu imtihanları kazanmıştır. “Bir zamanlar Rabb’i Hz. İbrahim hakkında isnat edilen ve genellikle sıradan insan-
İbrahim’i birtakım kelimelerle sınamış, onları tam olarak yeri- lar için bile makul sayılamayan ahlaki problemlerin, Kur’an-ı
ne getirince: Ben seni insanlara önder yapacağım demişti…” Kerim’de onunla ilgili nakledilen bilgilerin bütün olarak ince-
505
ayeti kerimesinde işaret buyrulduğu gibi insanların kendisi- lenmesiyle daha kolay anlaşılması mümkündür. Dinin akıl ile
ne kusur bulamayacağı şekilde “imam” olarak hazırlanmıştır. çelişmediği, akıl sahipleri ile ilgili olduğu veya insanın inan-
503 Tecrid-i Sarih, 6/521. 506 Enbiya, 21/73.
504 Enbiya, 21/51. 507 Enbiya, 21/70.
505 Bakar, 2/124. 508 Tekvin, 12/12-13; Taberi, s. 1/245.