Page 159 - Hz_ibrahim
P. 159

156  Prof. Dr. Mustafa ERDEM                              Hz. İBRAHİM  157


 yapmaya  kadir  olamayanın  ahirette  size  şefaat  edeceklerini   eklemektedir:  “Sözü peygamberlere yalan nispet etmeksizin,

 490
 nasıl beklersiniz demek istemiştir.”  açıklamasıyla “yalan” is-  zahiri  manasına  hamletmek  mümkün  olduğu  zaman,  pey-
 nadının maksadını aşan bir yorum olduğuna dikkat çekmiş ve   gamberlere yalanı ancak zındık olanlar nispet edebilir. Yalan
 “Müfessirlerin ‘İbrahim üç yalan söylemiştir…’ şeklindeki sözle-  söyleme işi peygamberlerden ziyade bu sözü çıkaranlara daha
 rinin aslı esası yoktur. Yüce Allah’ın içinde bulunduğu duruma   münasip bir iştir. Bu hususta kesin delil şudur: Eğer peygam-
 göre yalan söyleyebilen birini peygamber seçmesi ve risalet gö-  berlerin, bir maslahattan ötürü yalan söylemeleri ve Allah’ın
 491
 revini ona tevdi etmesi mümkün değildir.”  şeklinde  bu iddi-  buna  izin  vermesi  caiz  görülecek  olsa  bunu,  peygamberlerin
 aları kabul etmemiştir.   Allah’tan  haber  verdiği  ve  Allah’ın  da  haber  vermiş  olduğu
 İbn Kesir, tefsirinde bu konuyu şöyle yorumlamaktadır: “Çe-  her hususta mümkün görmemiz gerekir. Bu ise şeri hükümle-
 şitli kaynaklarda Ebu Hureyre aracılığıyla aktarılan bir hadi-  re güveni kökünden siler ve bütün bunlara töhmet kapılarını
 sinde Hz. Peygamber: ‘Şu üçünün dışında Hz. İbrahim hiç yalan   açar.”   Razi,  bu  konuda  bazı  görüşleri  naklettikten  sonra
                  494
 söylememiştir. Bunlardan ikisi Allah’ın zatı hakkındadır. Birin-  peygamberlere yalan söyleme işini isnat etmenin caiz olma-
 de ‘Ben rahatsızım.’  demişti. Bir başka keresinde de ‘Belki şu   dığını belirterek, “O, bunu tevazudan ve nefsini küçük gördüğü
 büyükleri yapmıştır.’ demiştir. Üçüncüsünde ise Hz. Sare hak-  için söylemiştir.” sözünü de zayıf bir iddia olarak nitelemekte-
 kında ‘O, kız kardeşimdir.’ demesidir. buyurmuştur. Ancak bu,   dir. Ona göre;  en uygun olanı terk etmek bazen hata olarak da
 söyleyenin ayıplanacağı hakiki yalan kabilinden değildir. Bu-  ifade edilebileceğinden, bu ifadelerin en doğru yorumu evla
 rada (hadiste) Hz. İbrahim’in bu sözlerine yalan adı verilmesi   olanı terk etmektir.
                               495
 mecaz tarikiyledir. Aslında Hz. İbrahim’in yaptığı şeri ve dinî   Zemahşeri de Hz. İbrahim’e yalan olarak isnat edilen husus-
 bir maksat için sözü üstü kapalı, kinayeli olarak söylemekten   ların bağışlanmayı gerektirecek bir hata olmadığını, peygam-
 ibarettir.  Nitekim  bir  hadisi  şerifte  şöyle  buyrulur:  ‘Şüphesiz   berlerin günahtan masum olduklarını belirttikten sonra bu-
 kinayeli konuşmada yalandan sakınma ve korunma vardır.” 492
             radaki ifadenin bazı küçük günahlar sebebiyle Rabb’ine karşı
                                                                   496
 Fahruddin er-Razi, Hz. İbrahim’in yalan söylediği ile ilgili ri-  tevazu göstermesi şekli olabileceğini değerlendirmektedir.
 vayet  edilen  hadisin  ahat  haberlerden  olduğunu  belirterek
             Hadis külliyatında yer alan bu rivayetler, İslam alimleri ara-
 çeşitli yönlerden eleştirmekte ve kabul edilmemesi gerektiği-
             sında farklı yorumlara sebep olmuştur.
 ni söylemektedir. Çünkü ona göre; her şeyden önce peygam-
 berlerin yalan söylemesi caiz değildir. Bu hadisle ilgili mut-  Sahih-i Müslim Tercümesi’nde konuyla alakalı olarak şu ifa-
 laka bir yanlış/yalan söz konusu ise, bunun muhatabı Yüce   delere yer verilmiştir: Allah’tan gelen bir hükmü tebliğ konu-
 Allah’ın dostum dediği Hz. İbrahim değil olsa olsa onu rivayet   sunda yalan söylemekten bütün peygamberler masumdur. Bu
 493
 eden kişi olmalıdır.  O, Hz. İbrahim’in bu sözünden maksa-  konuda yalanın azı çoğu arasında fark yoktur. Ancak dünya
 dın Hz. Sare’nin din kardeşi olduğunu belirterek şunları da   işleriyle  alakalı  hususlarda  farklı  görüşler  ortaya  atılmıştır.
             Kadı Iyaz: Sahih olan şudur ki: Tebliğe ait hususlarda pey-
 490  Maturîdî, s. 12/189.
 491  Maturîdî, s. 10/356.  494  Razi, Tefsir, s. 16/168.
 492  İbn Kesir, Tefsir, s. 12/6808.  495  Razi, Tefsir, s. 17/342-343.
 493  Razi, Tefsir, s. 18/617-618; İsmetü’l-Enbiya, s. 71.   496  Zemahşeri, s. 3/118.
   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164