Page 313 - hz_musa
P. 313

312  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           tiğim kadar başka bir şeye buğzetmiş değilim. Bunun için bir
           avuç  çamur  alıp  ağzına  doldurdum.  Fakat  Yüce  Allah’ın  ona
           benden daha fazla gazap etmiş olduğunu gördüm. Mikail’e em-
           retti, gidip ona: ‘Şimdi mi inandın?’ demesini istedi.” 1166  Çeşitli
           kanallardan bu konuyla ilgili İbn Abbas’tan şöyle bir hadisi
           şerif  rivayet  edilmektedir:  “Firavun,  ‘İsrailoğulları’nın  iman
           ettiğinden başka tanrı olmadığına inandım.’ Dediğinde Cebrail
           bana dedi ki: ‘Ey Muhammed! Beni bir görecektin; denizin kara
           çamurundan almış, rahmet kendisine yetişir korkusuyla bunla-
           rı Firavun’un ağzına dolduruyordum.”  1167

           Rivayete göre; Firavun’un boğulma anında Cebrail onun yanı-
           na gelmiş, atının dizginlerini tutmuş ve onun daha önceden
           kendi el yazısıyla yazdığı fermanı ona vermiştir. Bu mektubun
           hikâyesi şöyle olmuştur: “Bir gün Cebrail insan suretinde Fi-
           ravun’a gelip şöyle demiştir: Benim bir kölem vardı. Ben ona
           ne kadar iyilik yaptımsa, o bunun karşılığında bana zulmetti.
           Hatta sonunda bana isyan edip benim adımı kendine ad yaptı
           ve bütün kölelerimi kendine kul eyleyip taptırdı. Bunun üzeri-
           ne ‘Firavun o ne kötü bir kuldur.’ dedi. Cebrail, ‘Evet çok kötü
           bir kuldur, onun cezası nedir?’ diye sordu. Ebu’l Abbas Velid b.
           Mus’ab’ın rivayetine göre Firavun: ‘Nimeti inkâr edip, efendi-
           sinin  hakkını  hiçe  sayan  kölenin  denizde  boğularak  cezalan-
           dırılması gerekir.’ diye yazdı. Firavun fermanı alınca tanıdı ve
           Yunus suresinde belirtildiği üzere şöyle dedi: ‘İsrailoğullarının
           inandığı İlah’tan başka ilah olmadığına inandım ve ben de Müs-
           lümanlardanım.” 1168

           Firavun’un bu imanı, azabı görünce iman etmenin hiçbir yara-
           rı olmayacağı yönündeki şu ilahi hükmü akıllara getirmiştir:
           “İnkârcılar azabımızı görünce hemen ‘Biz yalnızca tek olan Al-
           lah’a iman ediyor, O’na koştuğumuz ortakları artık tanımıyo-

           1166   Taberî, s. 1/416; Havva, s. 6/470-471.
           1167   İbn Kesîr, Tefsir, s. 8/3875-3876, Kasas, 307; Havva, s. 6/471; Köksal, Pey-
               gamberler Tarihi, s. 2/64.
           1168   Yunus, 10/90; Vanî, s. 381.
   308   309   310   311   312   313   314   315   316   317   318