Page 312 - hz_musa
P. 312

Hz. MUSA  311



           nüz anlayamadan onların geçtiği yoldan denize girmeye baş-
           lamıştır.  1161

           Rivayete  göre  Cebrail  bir  kısrak  üzerinde  önlerine  düşmüş,
           Firavun’un atı da onun arkasından denize girmiş askerleri de
           onu takip etmiş, arka tarafı da Mikail toplamıştır. Askerlerin
           tamamı denize girdiği ve ilk girenlerin denizin karşı kıyısına
           yaklaştıkları bir sırada, Cebrail denizden çıkmış ve Mikail de
           denize girmemiştir. Cenab-ı Allah Hz. Musa’ya asasını denize
           vurması emretmiş, bunun üzerine denizin iki yakası birbirine
           kavuşmuş, su onların üzerine kapanmıştır. 1162   Nihayet Firavun
           boğulmak üzereyken ‘Ben İsrailoğulları’nın inandığı Tanrı’dan
           başka  bir  tanrı  olmadığına  inandım  ve  ben  artık  O  Tanrı’ya
           teslim olan Müslüman biriyim’ dedi. (Ona şöyle denildi:) ‘Şimdi
           mi aklın başına geldi? Oysa sen Allah’a isyan edip duruyor ve
           bozgunculuk ediyordun. Evet şimdi seni kurtaracağız. (!) Fakat
           cansız bedenini. Bunu da arkandan gelecek olanlara ibret olsun
           diye yapacağız.” 1163  Cenab-ı Hakk’ın bu uyarısından sonra; “…
           Denizin dalgası onları öyle bir sardı ki, boğulup gittiler.” 1164  Bu-
           nun üzerine Hz. Musa ve İsrailoğulları, Cenab-ı Allah’a şükür
           için uzunca bir tesbihatta bulundular. 1165




           Firavun’un Akıbeti
           Peygamberimiz Hz. Muhammed’den Firavun’un imanı ile ilgili
           olarak şöyle bir haber nakledilmektedir: “Cebrail bana dedi ki:
           Yüce Allah’ın yarattıkları arasında kendisine secde emri veril-
           diği gün secde etmeyi kabul etmeyen İblis’e buğz ettiğim kadar
           hiç kimseye buğzetmedim. Suda boğulduğu gün tevhit kelimesi-
           ne sığınarak kurtulmasından korktuğum Firavun’a da buğzet-

           1161   Vanî, s. 381.
           1162  Bu konuda geniş bilgi için bk. Taberî, s. 1/420-421; İbn Kesîr, Tefsir, s.
               8/3875, Kasas, s. 306, 310; Sabunî, 10. Fasikül, s. 64.
           1163  Yunus, 10/90-92.
           1164  Taha, 20/78; Ayrıca bk. Şuara, 26/64, 66.
           1165  İbn Kesîr, Kasas, s. 311.
   307   308   309   310   311   312   313   314   315   316   317