Page 307 - hz_musa
P. 307
306 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
zin ona itaat edeceğini ve açılmasını vahyeder. 1140 Bu husus
Kur’an-ı Kerim’de “Bu sırada Biz Musa’ya, ‘Asa’nı denize vur.’
diye vahyettik. Vurur vurmaz deniz ikiye ayrıldı, her iki yanı
sanki dağ gibiydi.” 1141 şeklinde ifade buyrulmaktadır. Burada
Hz. Musa’nın asasının mucizevi özelliği devreye girerek deni-
zin yarılması yanında, onun peygamber olduğu tescillenmiş
ve İsrailoğulları onun Allah katındaki itibarına bizzat şahit ol-
muşlardır. Ayeti kerimeden anlaşıldığına göre Hz. Musa, asa-
sıyla denize vurur vurmaz deniz ayrılarak sular iki ayrı dağ
gibi iki tarafa yığılmış ve yüzbinlerce göçmenden oluşan İs-
railoğulları kervanı denizin batı yakasından doğu yakasına 1142
sağ salim geçinceye ve Firavun’la birlikte orduları denizin
ortasına ulaşıncaya kadar o halde kalmıştır. Ayrıca “…Denizde
onların geçebilmesi için kuru bir yol aç…” 1143 ayetinin de bildir-
diğine göre Hz. Musa’nın asa ile denize vurması sonucu olu-
şan mucize ile sadece deniz ikiye ayrılmış ve sular dağ gibi
iki taraftan toplanmış değil aynı zamanda denizin dibindeki
çamur kuruyarak İsrailoğulları’nın kolaylıkla geçebileceği bir
yol haline gelmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de Şuara suresi 26/63. ayeti kerimesinde ge-
çen “küllü firkın” ifadesi genellikle denizin iki tarafa ayrıldığı
ve bir tek yolun açıldığı şeklinde anlamlandırılmıştır. Buna
karşılık bazı kaynaklarda fırkalar şeklinde çoğul ifadesi kulla-
nılmış ve bu durum çeşitli rivayetlerle desteklenerek İsrailo-
ğulları’nın on iki kabilesinin birbirlerini rahat görüp gözetle-
yerek ayrı ayrı geçebileceği on iki ayrı yolun açıldığı şeklinde
değerlendirilmiştir. 1144
1140 İbn Kesîr, Tefsir, s. 11/6069; Vanî, s. 380.
1141 Şuara, 26/63.
1142 A. Neccar, s. 275.
1143 Taha, 20/77.
1144 Taberî, s. 1/415: İbn Kesîr, Tefsir, s. 8/3874, Kasas, s. 304; Vanî, s. 380;
Vehbi, s. 6/2256; Havva, s. 10/284; Hicazi, s. 4/358; Sabunî, 10. Fasikül,
s. 64; Mutavi’, s. 87; Ateş, s. 369; eş-Şehava, s.117. İsrailoğulları’nın on
iki boy olması ve her bir boyun kendine has bir yoldan karşıya geçerek
kurtulmaları; Kur’an-ı Kerim’de onların susuzluklarını gidermek için Hz.