Page 311 - hz_musa
P. 311

310  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           halkını saptırmış, doğru yoldan uzaklaştırmıştı.” 1156  buyurarak

           yalanlamıştır. Bir anlamda onun ve yanındakilerin artık azabı
           hak ettiğini ve bu acı sonun zamanının geldiğini hatırlatmıştır.

           Cenab-ı  Allah,  Firavun  ve  ordusunun  Kızıldeniz’den  karşıya
           geçerken  aynı  yolu  kullanmaları  için  Hz.  Musa  ve  kavmine
           denizde açtığı yolu kuru bırakmıştır. 1157  Taberi’nin dediğine
           göre, denizin içinde kuru bir yolun açılmış olduğunu gördü-
           ğünde Firavun, “Denizin benim için ikiye ayrıldığını görmüyor
           musunuz? O, düşmanlarımızı yakalamak ve onları öldürmemiz
           için açılmıştır.” demiştir. 1158  Başka bir rivayete göre ise Fira-
           vun,  İsrailoğulları’nın  denizden  geçtiklerini  ve  kendinin  de
           onları takip için aynı yoldan başka şansının olmadığını görün-
           ce korkuya kapılmış ve geri dönmek istemiştir. Fakat bunun
           imkânsız ve başka çaresinin de olmadığını anlamış, komutan-
           larına cesur görünmek için aynı yolu kullanmak zorunda kal-
           mıştır. 1159
           Firavun  askerlerini  deniz  kıyısında  topladı.  Kendisi  veya
           adamlarından birisi aracılığıyla; “Ben sizin en yüce rabbinizim”
           diye ilan etti. Bunun üzerine kendisine bağlı olan beyler ve ve-
           zirler yere kapanıp secde ettiler. Onun isyanını yenilemesi ve
           beylerinin de küfürlerini tazelemesi sonrasında o, askerlerin
           su tünellerine girmesini istemiş fakat onlar girmekte tereddüt
           edince kendisi onların önüne düşmüştür. Haman başta olmak
           üzere bazıları, “Bu, Musa’nın bir büyüsü.” 1160  derken Firavun,
           “Hayır bu, yıldızların kavuşması ve uzay dalgalarının birbirine
           geçmesinin sonucudur. İsrailoğulları nasıl geçtilerse siz de aynı

           şekilde geçersiniz, korkmayın.” demiştir. Firavun ve adamları
           Hz. Musa’nın arkasında ilahi destek ve yardımın olduğunu he-

           1156   Taha, 20/79.
           1157   Razî, Tefsir, s. 12/460.
           1158   Taberî, s. 1/415.
           1159   İbn Kesîr, Tefsir, s. 8/3875.
           1160   Mutavi’, s. 89
   306   307   308   309   310   311   312   313   314   315   316