Page 303 - hz_musa
P. 303
302 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Hz. Musa’nın kavmiyle birlikte Mısır’dan çıktıktan sonra Kül-
züm/Kızıldeniz’in 1118 Süveyş Körfezi yakınlarına geldiğin-
de 1119 Firavun ve ordusu, Hz. Musa’nın beraberindekilerle kar-
şılaştırılamayacak kadar büyük bir orduyla “gün doğarken,” 1120
“Onların peşine düştü…” 1121 veya güneş doğarken Kızıldeniz
kıyısında onlara yetiştiler. 1122 Müfessirlerin çoğu, Firavun’un
İsrailoğulları’na güneş doğarken deniz kenarında yetiştikleri
yönünde görüş açıklarlar. 1123
Her iki taraf da herhangi bir engel olmaksızın biri birlerini
gayet net bir şekilde gördüler. İsrailoğulları Firavun ve ordu-
sunun kendilerine yaklaştıklarını görünce, arkalarından onla-
rı imha edecek güçlü bir ordunun gelmesinden ve önlerinde
kendilerini boğacak bir denizin bulunmasından dolayı büyük
bir korkuya kapıldılar. “İşte şimdi yakalandık.” dediler. 1124 İs-
railoğulları, Firavun peşlerinden yetiştiğinde, iki ordunun
savaşmasından başka çareleri kalmadığını görünce içinde bu-
lundukları durumdan nasıl kurtulacaklarını sormaya ve Hz.
Musa önderliğindeki bu Mısır’dan çıkış hareketini sorgulama-
ya başladılar. 1125 Kendilerine yapılan bunca iyilik ve hizmeti
unutarak Hz. Musa’ya, daha önce de söyledikleri “Sen bize pey-
gamber olarak gönderilmeden önce de gönderildikten sonra da
değişen bir şey olmadı. Hep işkencelere tabi tutulduk. O zaman
da çoluk çocuğumuzu kesiyorlardı. Şimdi bize yetiştiler ve he-
pimizi öldürecekler.” kabilinden şeyler mırıldanmaya/homur-
1118 Mevlüt Sarı, el Mevarid, Arapça-Türkçe Sözlük, İstanbul, 1982, s. 1253.
1119 A. Neccar, s. 275; Hicazi, s. 4/40; Sabunî, 4. Fasikül, s. 39.
1120 Şuara, 26/60; Vanî, s. 380. Razî, kelimenin okunuş farkından dolayı, Fira-
vun ve askerlerinin İsrailoğulları’na güneş doğarken yetiştikleri şeklinde
de düşünülebileceğini belirtmiştir. (Razî, Tefsir, s. 17/329.)
1121 Taha, 20/78.
1122 Maturidi, s. 10/346; İbn Kesîr, Tefsir, s. 8/3874, 11/6068, Kasas, s. 303;
Havva, s. 10/284; Hicazi, s. 4/358.
1123 Bk. Sabunî, 10.Fasikül, s. 63.
1124 Bk. Şuara, 26/60-61.
1125 İbn Kesîr, Tefsir, s. 8/3874; Sabunî, 10. Fasikül, s. 63.