Page 158 - hz_musa
P. 158
Hz. MUSA 157
sının üzerinde durmamış, onun muhataplarını ikna gücü-
592
nü önemsemişlerdir. Nitekim Zemahşerî, peygamberlerin
açık-seçik ve etkileyici konuşma kabiliyetine sahip oldukları-
nı, Hz. Musa’nın dilindeki yabancılık sebebiyle meramını an-
latmakta güçlük çektiğini, bundan dolayı Firavun tarafından,
insanların nitelendiği açık-seçik ve edebi konuşuma özellik-
lerinden mahrum olarak zavallı şeklinde küçük görüldüğünü
593
belirtmiştir. Vanî Mehmed Efendi, Hz. Musa’nın, tutukluk
sebebiyle dilinin Hz. Harun’un ki kadar fasih olmadığı şek-
linde değerlendirmiş ve Zuhruf suresinde Firavun’un onu “…
594
Meramını anlatmaktan aciz olan şu adam…” şeklinde eleş-
595
tirmesini buna delil olarak göstermiştir.
Bütün bu nakledilenlerden Hz. Musa’nın bir dil probleminin
olduğu, ancak bu problemin onun peygamberlik görevini et-
kileyecek ve gölgeleyecek düzeyde olmadığı anlaşılmaktadır.
Zira onların bu tür eksikliklerle anılması her şeyden önce gö-
revlerinin ifası konusunda bir zafiyet doğurur ki, bu da pey-
gamberlik konusuyla bağdaşmamaktadır. Bu durumda onun
Cenab-ı Allah ile konuşması sonrası duyduğu heyecan veya
Firavun’un yanına giderken bir adam öldürmüş olmanın mey-
dana getirdiği psikolojik şartlar ve korku sonrası söylenmiş
olması ihtimal dâhilindedir. Kasas suresinde Hz. Musa’nın di-
lindeki tutukluk konusuyla birlikte, onun Mısır’da bir Kıpti’yi
öldürmesi hatırlatılmış, Hz. Harun’un hitabet yeteneği vurgu-
lanırken aynı zamanda onun sağlayacağı çeşitli yardımlara da
dikkat çekilmiş, elinin güçlendirileceği ifade edilmiştir: “Musa
şöyle dedi: ‘Rabbim! (Biliyorsun) ben onlardan birini öldürdüm
ve onların da beni öldürmelerinden korkuyorum. Kardeşim Ha-
run’un konuşması benden daha iyidir. Beni doğrulayan bir yar-
dımcı olarak onu da benimle birlikte gönder; peygamber olarak
592 Zemahşerî, s. 5/54, 56.
593 Zemahşerî, s. 6/54.
594 Zuhruf, 43/52.
595 Vanî, s. 337.