Page 163 - hz_musa
P. 163
162 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
kadarıyla fıtratlarının uygunluğu dolayısıyla onun getirdiği
ilahi mesajı anlayıp, özümseyip kabullenecek, uygulayacak bir
karakter yapısına sahip olmadıkları anlaşılmaktadır.
Hz. Musa, efendilikten köleliğe düşmüş, ezilmiş, horlanmış,
dışlanmış, asimilasyona ve soykırıma uğramış bir toplumu
yeniden inşa etmek üzere görevlendirilmiş bir peygamberdir.
Bütün bu olumsuzlukları düzeltmek, alışkanlıkları gidermek
tabir yerinde ise onları fabrika ayarlarına geri döndürmek
için oldukça zor ve çetin bir görev üstlenmektedir.
Bütün bunlar sebebiyle olmalıdır ki, Kur’an-ı Kerim, Hz. Mu-
sa’nın yaşadığı olaylar, peygamberlikle görevlendirilmesi ve
kavminin içinde bulunduğu psiko-sosyal haller, mücadele
ettiği Firavun ve yandaşları konusuna oldukça önem vererek
geniş açıklamalar yapmaktadır.
Hz. Musa, Medyen’den ayrılarak annesi ve yakınlarını ziyaret
için çıktığı yolculukta, Tur Dağı’na geldiğinde Cenab-ı Allah’ın
doğrudan vahyine mazhar olmuştur. Beklenmedik bir anda
gerçekleşen bu durum, Hz. Musa’da büyük bir tedirginlik mey-
dana getirmiştir. Bu tedirginliği Mevdudî şöyle izah etmekte-
dir: “Hz. Musa ‘Yarabbi! Ben nefsime zulmettim, beni bağışla!”
diyerek hemen tövbe etti. Böylece Allah da onu affeti. Adeta bu-
rada, ‘Ya Musa! Benim huzurumda korku hissetmen için haklı
bir sebebin vardır. Çünkü sen bir kabahat işlemiş bulunuyorsun.
Fakat bu kötülüğü iyiliğe dönüştürdüğünden, bundan vazgeçip
tövbe ettiğinden senin hakkında sadece af ve mağfiret dilerim.
Aksine ben seni, mucizelerle desteklenmiş yüce bir vazife ile gö-
revlendireceğim.’ diyerek affedildiği konusunda müjdeli haber-
ler de vermiştir.” 603
Kendisine hitap edenin âlemlerin Rabbi olan Allah olduğu-
nu duyması ve öğrenmesi onun yaşadıklarının peygamberlik
öncesi bir hazırlık olduğunu anlamasına yetmemiştir. Asanın
yılana dönmesi ve elinin beyazlanması mucizeleriyle o her
603 Mevdudî, s. 4/95.