Page 19 - Microsoft Word - orjinal
P. 19

Dr. MUSTAFA BAŞ                       19





                                Nasıl Bir İmân


                                K    ur’an, insanın başıboş ve sorumsuz yaratılmadığını sık sık vur-

                                     gulamış, “Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler
                            diye yarattım” (Zariyat Suresi:56) ayeti ile de yaratılışın açık sırrrını or-
                            taya koymuştur. Bu ayetin ortaya koyduğu ana amaca yönelik görevin
                            yerine getirilmesini de iman şartına bağlamıştır. İman, işin özü, ibadetle-
                            rin kapısı ve sağlam temeli olarak görülmüştür.  İçinde iman olmayan
                            amel Allah için bir keyfiyet ifade etmez. Bu dünyayı insanlar için bir im-
                            tihan alemi kılan Allah insanı iradesinde serbest bırakmış, doğru ve yanlı-
                            şı açık olarak ortaya koyarak imân edip etmemeyi insanın iradesine bı-
                            rakmıştır. “Biz insanı katışık bir nutfeden yaratmışızdır; onu deneriz; bu
                            yüzden, onun işitmesini  ve görmesini sağlamışızdır.  Şüphesiz ona  yol
                            gösterdik; buna kimi  şükreder, kimi de nankörlük.” (İnsan Suresi:2-3)
                            ayeti bu insanın bu konumunu açık olarak ortaya koymuştur.  Yine “(Ey
                            Peygamberim!) De ki: Hak (Kur’ân) Rabb’inizden (gelmiş)tir. Artık dile-
                            yen imân etsin, dileyen de inkâr etsin”(Kehf Suresi:29) gibi bir çok âyette
                            de Allah’ın insana inanma özgürlüğü verdiği vurgulanmıştır.
                                Kur’an ayetleri incelendiğinde bu serbest bırakmayla birlikte Al-
                            lah’ın insandan ısrarla imân etmeyi istediği de görülmektedir (Bkz.Nisa
                            Suresi:136).  İnsanlar yöneldiklerinde, onları îmâna yönlendiren ve onlara
                            îmân etmeyi sevimli kılanın Allah olduğu Kur’an’da belirtilmektedir
                            (Bkz.Hucurat Suresi 17). Yine Kur’an, akıllarını kullanmayanların îmân
                            etmeyeceklerini, azabı ve rezilliği hak edeceklerini, insanları îmânına
                            muhtaç olmamakla birlikte Allah’ın onların küfre düşmelerine razı olma-
                            yacağını, aksine îmân edip  şükretmelerinden hoşnut olacağını vurgula-
                            maktadır (Bkz. Zümer Suresi:7).  Yüce Allah, imân emri ile yetinmemek-
                            te, pek çok âyet-i kerîmede imân edenlere mükâfat (cennet ve nimetleri),
                            inkâr edenlere ise ceza (cehennem ve azabı) olduğunu bildirerek îmân
                            etmeye teşvik ederek inkârdan sakındırmaktadır.

                                “İman” sözlükte; tasdik etmek, bir şeyin doğru olduğunu söylemek
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24