Page 164 - Microsoft Word - orjinal
P. 164

164                         GÖNÜL SOHBETLERİ

                            tüel diyebilecek olduğumuz ilim adamlarının, kalben buğz etme işinin ise
                            fertlerin yapması gereken eylemler olduğu  şeklinde açıklamışlardır. Bu
                            ilke yerine getirilirken, toplumun kanun, nizam ve usulleri çerçevesinde
                            olması gerektiği de bilinmelidir. Kötülüğün ortadan kaldırılması husu-
                            sunda öncelikle en yakınlarımızdan başlayarak eylemlerimizle bunu en-
                            gellemeli, eylemlerimizin fayda etmediği yerlerde sözlü olarak kötülüğün
                            toplum ve insanlık için zararlarını dile getirerek ikna yolunu kullanmalı-
                            yız. Bütün bu aktivitelerimizde ölçümüz yine Kur’an’ın evrensel ve çağ-
                            lar üstü ilkeleri olmalıdır. Son aşama olan kalben buğz etmede ise; hisset-
                            tiğimiz karşı koyma duygusunu tavırlarımıza yansıtmalı, kendi içimizde
                            bir tavır olarak bırakmamalıyız.
                                Peygamberimiz, kötülüğe karşı tavır koymanın topluma getireceği
                            felaketi bir örnekle şöyle açıklar: “Yolcular gemideki yerlerini kur’a ile
                            belirlerler. Kur’a sonucu  bir kısmı geminin üst  katına, bir kısmı da alt
                            katına yerleşir. Alt kata yerleşenler, burada su olmadığı için su ihtiyaçla-
                            rını görmek  üzere üst kata çıkmak durumundadırlar. Su almak için üst
                            kata çıktıkları vakit, üst kattakilerin yanından geçiyorlar. Bunun üzerine
                            kendi aralarında konuşurlar: “Payımıza düşen alt katta bir delik açsak da,
                            su ihtiyacımızı buradan görsek ve  yukarıdakileri rahatsız etmesek iyi
                            olur.” derler ve geminin alt kısmında bir delik açmaya başlarlar. Şimdi
                            üst kattakiler bunları gördükleri halde  bu  yaptıkları işe göz yumar, ses
                            çıkarmayacak ve engel olmayacak olurlarsa,  açılan delikten içeriye su
                            dolar ve gemi batar. Böylece sadece deliği açanlar değil, gemide olan
                            hepsi boğulur. Eğer üst kattakiler onları bu işten men ederlerse kendileri
                            de kurtulur, onları da kurtarmış olurlar.”

                                Bu örnek, toplumun tamamını etkileyecek davranışlarda, nemelazım-
                            cı davranışın sonuçlarını açık ortaya koymaktadır. Bütün toplumu etkile-
                            yecek bir  yanlış düzeltilmezse, engel olmayanlar da bundan maddi ve
                            manevi zarar göreceklerdir. Bu sebeple, iyi bir Müslüman, önce şahsında,
                            sonra da toplumda iyiliklerin  motoru, kötülüklerin de fireni olmalıdır.
                            “Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd  edenler, (İslam uğrunda) seyahat
                            edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sa-
                            kındıranlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü’minleri
                            müjdele.„ (Tevbe Suresi: 112)
   159   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169