Page 94 - hz_musa
P. 94
Hz. MUSA 93
ne kadar taraflardan birisi İbrani diğeri Mısırlı da olsa onun
istemeden arabuluculuk rolü üstlendiği gayet açıktır. Oysa
Tevrat’ta özellikle ikinci kavganın taraflarının ikisinin de İb-
rani kökenli olduğundan söz edilmesi bir çelişki olarak dikkat
çekmektedir.
Hz. Musa’nın Günahının Affedilmesi
Kur’an-ı Kerim’de verilen bilgilerden Hz. Musa’nın Allah inan-
cına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla onun hayatının
kırılma noktasını oluşturan bu olay, atalarının dini üzerine
yaşayan ve kendisine ilim ve hikmet verildiği belirtilen Hz.
Musa’nın peygamber olmasından önce yaşanmıştır. İnsanlık
tarihinde sıklıkla rastlanılan ve normal şartlarda cezayı ge-
rektiren insan öldürme suçu, peygamberlerin de isteyerek
veya istemeyerek suç işleyebileceğini göstermesi bakımından
önemlidir. Peygamberlerin hayatında buna benzer olaylara
rastlanılmış ve onların işledikleri bu günahlardan nasıl piş-
manlık duyup tövbe ettikleri ve bağışlandıkları görülmüş, bu
halleriyle de onlar kendi toplumlarına örnek olmuşlardır. 312
Hz. Musa Kıpti’yi öldürdükten sonra işlediği günah sebebiyle
çok korkmuştur. Onun bu korkusu muhtemeldir ki, çocuklu-
ğundan itibaren günah sevap kavramlarını bilmesinden kay-
naklanmaktadır. Ayrıca o, Firavun’un yönettiği ülkede adam
öldürmenin cezasız kalmayacak büyük suçlardan birisi oldu-
ğunu bilmektedir. Neml suresinde “Ey Musa! Korkma, Benim
313
huzurumda peygamberlerin korkacağı bir şey yoktur.” beya-
nı onun Tur Dağı’nda yaşadıkları sebebiyledir. Bununla birlik-
te ayeti kerimenin arkasından zikredilen; “Ayrıca kendine zul-
meden, daha sonra yaptığı kötülükten vazgeçip iyilikler yapan
kimseye karşı da Ben; Gafûr’um; yaptığı hatayı bağışlarım, Ra-
him’im; ona daima şefkatli ve merhametli davranırım. (O halde
312 Adam, Hazreti Musa, s. 36-38.
313 Neml, 27/10.