Page 76 - hz_musa
P. 76
Hz. MUSA 75
bir yaştan söz edilmemektedir. Ayeti kerimelerde bu hususun
anlatım şekline bakılırsa Hz. Musa’nın, bu sırada tam anlamıy-
la olgunlaştığı anlaşılmaktadır. Bu çağda Hz. Musa’nın bede-
nen ve aklen iyice olgunlaştığı böylece ona insanlar arasında
hükmetmesini sağlayacak şekilde Cenab-ı Allah tarafından
güçlü bir muhakeme yeteneği ve ilim verildiği, aynı zamanda
kendisinin ve insanların işlerinin nasıl yürütüleceğinin bil-
gisinin öğretildiği fakat bunların peygamberlikten farklı bir
durum olduğu belirtilmektedir. Zira peygamberliğin bireysel
kazanımların katkısı olmadan doğrudan Cenab-ı Allah tara-
fından yapılan bir görevlendirme olduğu bilinmektedir. Buna
karşılık, muhakeme ve ilim insanın kendi gayretinin sonucu
234
olarak Allah tarafından verilmektedir. Tefsirlerde itidal ya-
şının kırk olduğu, aklın o yaşlarda olgunluğa eriştiği ve bütün
peygamberlerin kırk yaşında gönderildiği belirtilmekte, sonra
Hz. Musa’ya verilen “ilim”in Tevrat, “hüküm”ün de “Peygam-
berlerin hikmeti sünnettir” genellemesinden hareketle sünnet
235
olduğuna işaret edilmektedir. Nitekim Kitab-ı Mukaddes’te
de Hz. Musa’nın olgunlaşma yaşı olarak kırk gösterilmekte ve:
“Kırk yaşını doldurunca Musa’nın yüreğinde öz kardeşleri İsari-
236
loğulları’nın durumunu yakından görme arzusu doğdu.” de-
nilerek onun bu yaştan sonra kavmiyle ilgilenmeye başladığı
söylenmektedir.
Hz. Musa’ya peygamberliğin çok daha sonra Medyen dönü-
şünde verildiği düşünülürse, ayette sözü edilen hikmet ve
ilim ile ona peygamberliğin verildiğini değerlendirmek doğru
değildir. Kaynaklarda, kırk yaşında ona bilgi ve hikmet veril-
diğinden söz edilmesi, ona peygamberlik verilmesi olayıyla
karıştırılmış olsa gerektir. Burada ona verildiği belirtilen şe-
234 Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmud el-Maturîdî, Te’vila-
tü’l-Kur’an Tercümesi, çev. Fadıl Aygan, İstanbul, 2018, s. 11/28; Razî, Tef-
sir, s. 17/488; Ebussuud, 6/500; Vanî, s. 323; Kutub, s. 11/232; Vehbi, s.
10/4076; bk. Kasas, 28/14.
235 Zemahşerî, s. 5/24; Ayrıca bk. Ebussuud, s. 6/500; Sabunî, 11. Fasikül, s.
30.
236 Elçilerin İşleri, 7/23.