Page 439 - hz_musa
P. 439

438  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           ölüm olayını gerçek anlamda bir ölüm olarak anlamıştır.   1667

           Yazır, onların ölmediklerini, kımıldamaya dermanları kalma-
           mış vaziyette durduklarını, böylece ölüm haline geldiklerini
           belirterek  “Bakıp  dururken  yıldırım  çarpmıştı,  ölmüş  idiniz.”
           şeklinde  yorumladıklarını,  bunun  “Siz  bakıp  duruyordunuz.”
           ilahi beyanına uymadığı için yanlış olduğuna dikkat çekmiş-
           tir. Ona göre bu durum bir toplumun ölümü seviyesinde bir
           musibet olup, ondan kurtuluş da o toplumun tekrar hayata
           dönmesidir. 1668

           Vehbi Efendi, bu konuda farklı bir rivayetten yola çıkarak, yu-
           karıda mealini sunduğumuz ayeti kerimede Cenab-ı Allah’ın
           muradının  öldürmek  olmadığını,  eğer  öyle  olsaydı  kavmini
           ve kendisini çoktan öldürebileceğini belirtmiştir. O kendisiyle
           birlikte tövbe etmek üzere belirlenen yere giden yetmiş kişi-
           nin  ölmesi  durumunda  Hz.  Musa’nın  kavminin  yanına  dön-
           düğünde ne cevap vereceğini bilemediği için onların yeniden
           hayata dönmelerini Cenab-ı Allah’tan istemesi üzerine tekrar
           hayata döndüklerini nakletmektedir.  1669
           İsrailoğulları’nın  Cenab-ı  Allah’ı  görme  istekleri  sonrasında
           yıldırım çarpması, gerçeği öğrenmek değil, güçlük çıkartmak
           ve inat olsun diye soru yöneltmiş olmaları olarak yorumlan-
           mıştır. 1670  İsrailoğulları’nı azabın yakalaması, onların Cenab-ı
           Allah’ı görmek istemelerinden değil peygamberliğinin muci-
           zelerini kendilerine gösterdikten sonra da Hz. Musa’yı inkâr
           etmeleri  sebebiyle  olduğu  ileri  sürülmüştür.  Çünkü  sadece
           görmek istediklerinden dolayı azap onları yakalamış olsaydı
           “Rabbim, bana zatını göster, sana bakayım.” 1671  sözünden dola-
           yı buna bizzat Hz. Musa’nın öncelikle maruz kalacağı şeklinde

           1667   Vanî, s. 399.
           1668   Yazır, s. 1/357-358; 4/2293.
           1669   Vehbi, s. 5/1769.
           1670   Maturidi, s. 1/162; 4/105.
           1671   Araf, 7/143.
   434   435   436   437   438   439   440   441   442   443   444