Page 339 - hz_musa
P. 339

338  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           için  onlardan  ayrılır  ayrılmaz  hemen  buzağı  şeklinde  sahte
           bir  tanrı  uydurmuşlardır.  Esaretten  yeni  kurtulduklarını  ve
           Kızıldeniz’i  sağ  salim  geçerken  Firavun  ve  ordusunun  Yüce
           Allah’ın  kudreti  sayesinde  nasıl  boğulduklarını  görerek  bil-
           melerine rağmen utanmadan Rablerini unutmuşlardır. İsrai-
           loğulları’nın bu güvenilmez kaypakça tavırlarından dolayıdır
           ki, bazı peygamberler bu topluluğu, kendi kocasından başka
           diğer bütün erkeklere sevgi gösteren ve hatta evliliğinin ilk
           gecesinde bile bu sadakatsizce tavrı ortaya koymaktan çekin-
           meyen şirret bir kadına benzetmişlerdir. 1255

           Peygamberimiz Hz. Muhammed’in vefatı sonrasında Yahudi-
           lerden  birisi  Hz.  Ali’ye  “Peygamberinizin  ardından,  daha  yı-
           kandığı su kurumadan ihtilafa düştünüz” deyince Hz. Ali ona;
           “Siz  de  denizi  geçince  daha  ayaklarınızın  suyu  kurumadan,

           ‘Bize bir put yap dediniz.” diyerek onların putlara olan ilgisini
           dile getirmiştir. 1256
           Razî,  İsrailoğulları’nın  karşılaştıkları  toplumun  tanrılarına
           özenerek Hz. Musa’dan tapınılacak bir put istemelerini sade-
           ce bir heves değil, din değiştirmek ve küfür olarak niteleyerek
           şöyle demiştir: “İsrailoğulları, putlarına ibadet etmekte olan
           bir kavme rastlayınca, her şeyi unuttular ve dinlerinden döne-
           rek, Hz. Musa’ya; ‘Bize de bunların putları gibi bir tanrı yap.’
           dediler.  Hiç  şüphesiz  İsrailoğulları,  Allah  Teala’nın  Firavun’a
           karşı Hz. Musa’ya verdiği o açık ve kesin mucizeleri müşahede
           edip daha sonra da Firavun ve ordusunu imha ettiğini, kendi-
           sine ise çeşitli ihsan, lütuf ve selametler verdiğini görmüşlerdi.
           Buna rağmen onlar, bunca aşama ve makamlardan sonra böyle
           fasit ve batıl bir söz söyleyebildiklerine göre, onların son derece
           cahil kimseler olduğu ortaya çıkmaktadır.”  1257




           1255   Mevdudî, s. 2/95.
           1256   Zemahşerî, s. 2/962; Razî, Tefsir, s. 16/27.
           1257   Razî, Tefsir, s. 11/39-42.
   334   335   336   337   338   339   340   341   342   343   344